Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 274 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 14732 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı-karşı davalı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, aylık ücret ve fazla çalışma ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı-karşı davacı vekili, işçi tarafından açılmış davanın reddine karar verilmesini savunmuş; karşı davasında ise müvekkili işverenin maddi ve manevi tazminat alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir....-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, fazla çalışma ücreti hesaplamasında, davacı tanığının, işyerinde 25.11.2009 tarihine kadar çalışmış olduğu ve dolayısıyla sadece bu tarihe kadar çalışma düzeni hakkında bilgiye sahip olmasının mümkün olduğu hususunun dikkate alınmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.3-Karşı davada, hüküm sonucunda belirtilen miktarda, işverenin maddi tazminat alacağının hüküm altına alınması isabetlidir. Manevi tazminat alacağı bakımından ise, mahkemece, talebin reddine dair tesis edilen gerekçede, ilave olarak, işçinin işvereni zarara uğratacak hiçbir davranışının bulunmadığı şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise de, işverenin bir kısım iddialarının haklı görülerek maddi tazminat alacağının hüküm altına alınmış olduğu hususu gözardı edilmiş ve bu suretle gerekçede çelişkiye sebebiyet verilmiştir. Hal böyle olmakla birlikte, her sözleşmeye ya da hukuka aykırılığın manevi tazminat ödenmesini gerektirmediği de nazara alınarak, dosya kapsamına göre manevi tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşmadığı sabittir. Bu sebeple, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi sonuç itibariyle yerinde görülmüştür. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.