Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27339 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20245 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 14. İş MahkemesiTARİHİ : 18/03/2014NUMARASI : 2010/778-2014/162Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait Rusya, Özbekistan, Suudi Arabistan, Katar, Soma Termik Santrali ve Marmara Ereğlisi şantiyelerinde boru işçisi olarak 1978-2009 yılları arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence sona erdirildiğini, konaklama, ısınma, aydınlatma ve günde üç öğün yemeğin işverence sağlandığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davalı şirketle ilgisi bulunmayan ve tamamen yabancı tüzel kişilikler olan şirketlerdeki çalışmasından dolayı davalının herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, husumetin ilgili firmaya yöneltilmesi gerektiğini, davacının belli bir amaç belli bir iş için işe alınıp bu işin bitiminde iş sözleşmesi sona erdiğinden hizmet sözleşmesinin belirli süreli olarak yorumlanması gerektiğini, tüm alacaklarını alarak şirketi ibra ettiğini, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı işçinin davalıya ait yurt dışı işyerlerinde çalıştığı ve iş bitimi sebebiyle iş sözleşmesinin feshedildiği gerekçesi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, hesaplanan kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının kabulüne, yıllık ücretli izin alacağının reddine karar verilmiştir.Karar taraflarca kanuni süresi içinde temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının aralıklı önceki dönem çalışmalarının kıdem tazminatına esas sürenin tespitinde nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca halen yürürlüğü devam eden 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Ancak, aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı definin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa, önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz. Somut olayda, davacının davalı işverene ait işyerlerinde aralıklarla çalıştığı dosya kapsamı itibariyle sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kıdem tazminatı, 02.07.1978-19.03.1979 arası ve 20.03.1996 sonrası yapmış olduğu çalışmaları birleştirilerek hesaplanmış olup, davacı işçinin 19.03.1979 tarihinde biten ve 20.03.1996 tarihinde başlayan iki çalışma dönemi arasında geçen sürenin on yılı aştığı ve davalı tarafın zamanaşımı definde bulunduğu gözetilmeksizin davacının 20.03.1996 öncesindeki çalışmalarının kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması hatalı olmuştur.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.