Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26953 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13651 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkili işçinin kayden alt işveren bünyesinde davalı şirketin işlerinde çalıştırıldığını, davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin muvazalı olduğunu, ... ve Müş. Hiz. A.Ş.’nin davalının yüzde yüz iştirakı olan bir şirket olduğunu, müvekkilinin kayden alt işveren işçisi gösterilmesi sebebiyle, müvekkiline, davalının bünyesinde çalışan emsal işçilere ödenenden daha az ücret ve sosyal yardımda bulunulduğunu, daha ağır şartlarda çalıştırıldığını, asıl işin alt işverene verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalının Anayasa’dan kaynaklanan eşit davranma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, müvekkilinin davalı bünyesinde çalışan işçilerden farksız olmasına rağmen işçilik alacakları ve çalışma şartlarının oldukça farklı olduğunu ve iş bu davanın açılarak fark ücret alacaklarının istenilmesi zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek, fark ücret, ilave tediye, ikramiye, yemek bedeli, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davacının çalıştığı ... ve Müş. Hiz. A.Ş.’nin müvekkilinden bağımsız ve farklı bir iş kolunda hizmet verdiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili ile söz konusu şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığını, davacının iddia ve taleplerinde haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Somut olayda, mahkemece, iş kolu tespitine ilişkin, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 05.07.2012 tarih ve 2012/18727 esas, 2012/26716 karar sayılı kararına da dayanılarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olmadığı ve davacının toplu iş sözleşmesinden faydalanamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki davayla benzer mahiyetteki uyuşmazlıklarda, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 05.07.2012 tarihli iş kolu tespitine ilişkin kararı neticesinde, ... A.Ş. ve ... ve Müş. Hiz. A.Ş. arasındaki ilişkide muvaza olgusunun ortadan kalktığı; ancak anılan iş kolu tespiti kararından önceki dönemler için bu ilişkinin muvazaalı olduğu kabul edilerek uygulamalar yapılmış, bu yönde verilen kararlar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. O halde, iş kolu tespiti kararına kadar olan dönem için, muvazaa olgusu konusundaki istikrar kazanan yargısal uygulamalar dikkate alınmalı ve bu döneme ait davacının istekleri, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu kabul edilerek değerlendirilmelidir. Diğer taraftan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu dönemle ilgili olarak, davacının asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması için, taraf sendikaya üye olması ve üyeliğin işverene bildirilmesi veya dayanışma aidatı kesilmesini talep etmesi gereklidir. Davacı taraf, bu şartların gerçekleştiğini iddia ve ispat etmediğinden, davacının, davalı şirketin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanması mümkün değildir. Ancak, dava dilekçesinde, davalı bünyesinde çalışan emsal işçilere ödenen ücret ve sağlanan haklara dayanılarak talepte bulunulmuş olması karşısında, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu dönemle ilgili olarak, davalının bünyesinde çalışan emsal işçi bulunup bulunmadığının araştırılması gereklidir. Emsal işçi araştırmasında, toplu iş sözleşmesinden yararlanan bir işçinin davacının emsali olamayacağı hususu, gözardı edilmemelidir.Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.