MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini emekliliğe hak kazanması sebebi ile feshettiğini belirterek kıdem tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, hafta tatili ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliler ve bilirkişi raporuna göre, davanıtî kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-Taratlar arasında, işçinin 20.04.2009-27.04.2013 tarihleri arasındaki asıl işverene ait işte çalıştırılıp çalıştırılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Asıl işverenin işçilik alacakların sorumlu tutulabilmesi için işyerinde mal veya hizmet üretimine ilişkin yürütülen işe yardımcı bir işin alt işverene bırakılması ve işçinin bu işte çalışmış olması zorunludur.Uyuşmazlık konusu dönemde davacının çalışma kaydını bildiren tüm şirketler ile davalı işveren arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığı araştırılmamıştır.Talep konusu dönemde ... Kurumu kayıtlarında, davacının işvereni görünen tüm şirketler ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmeleri temin edilmeli, davacının tüm çalışma dönemi boyunca alt işverenler ile davalı arasında imzalanan sözleşmeler kapsamında ve davalıya ait işlerde çalıştırılıp çalıştırılmadığı araştırılarak sonuca gidilmelidir.3-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, haftalık onsekiz saat üzerinden yapılan hesaplamaya itibarla mahkemece fazla mesai alacağı hüküm altına alınmış ise de isabetli olmamıştır. Zira, tarafların iddia ve savunmaları, şahit anlatımları, davacının çalıştığı işyeri, yaptığı işin niteliği, işin gerektirdiği çalışma düzeni ve şahit ... ile ilgili emsal dosyaya ilişkin Dairemiz 2014/36318 esas ve 2015/132 karar sayılı bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının haftanın altı günü 08:00-17:00 saatleri arasında ve bir saat ara dinlenmesi ile çalıştığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Ayrıca bozma ilamı öncesi olduğu gibi yılın Nisan- Eylül ayları arasında fazla mesaiyi gerektirir çalışması bulunduğu kabul edilmeli ve hesaplamalar anılan dönem için yapılmalıdır. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.4-Taraflar arasındaki diğer uyuşmazlık kıdem tazminatına uygulanması gereken faizin başlangıcı konusundadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği mülga 1475 sayılı Kanun'un 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Bu noktada, iş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde mülga 1475 sayılı Kanun'un 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır.Somut olayda, iş sözleşmesini emeklilik sebebi ile fesheden davacının emekliliğe ilişkin kurum yazısını dava tarihi öncesinde işverene sunduğuna ilişkin dosyada belge bulunmadığı anlaşıldığından, kıdem tazminatı alacağına dava tarihi yerine fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.