MAHKEMESİ DAVA : Davacı, maaş nakil ilmühaberlerinin hatalı düzenlendiğini belirterek iptali ile gerekli düzeltmelerin yapılmasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eksik yapılan ödemeler karşılığının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı kuruluşta iş mevzuaatına bağlı sözleşmeli statüde çalışırken kurumun özelleştirilmesi sonucu Devlet Personel Başkanlığı'na bildirimi yapılarak başka bir kurumda göreve başladığını, davalı kuruluş tarafından düzenlenen maaş nakil ilmühaberlerinin hatalı düzenlendiğini belirterek iptali ile gerekli düzeltmelerin yapılmasını ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere eksik yapılan ödemeler karşılığının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Yapılan düzenlemenin mevzuata uygun bulunduğunu, husumet sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, davacının davasını süresinde açmadığını zamanaşımına uğradığını, bu konuda verilmiş mahkeme kararları bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-b. maddesi uyarınca "yargı yolunun caiz olmaması" sebebiyle aynı Kanunun'un 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.Temyiz:Kararı davacı taraf temyiz etmiştir.Gerekçe:Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerin görevi kanunla belirlenmiştir.Uyuşmazlık Mahkemesinin, 01.04.2014 tarihli 2014/327 esas, 2014/367 karar sayılı kararı, 03.03.2014 tarihli ve 2014/191 esas, 2014/236 sayılı kararı ile ve devamı emsal kararlarında özel hukuk hükümlerine göre çözülecek bir dava bulunduğundan adli yargı yerinin görevli olduğu kararı verilmiştir.2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi hakkında Kanun'un 29. maddesinde, bölümlerin ve genel kurulun kararlarının kesin olduğu, 30. maddesinde ise görev konusundaki ilke kararlarının, uyuşmazlık mahkemesini ve bütün yargı mercilerini bağlayacağı belirtilmiştir. Uyuşmazlık mahkemesinin gerek görev gerek hüküm uyuşmazlığı konusunda verdiği kararların kesin olduğu, ilgili yerleri ve kişileri bağladığı, geciktirilmeksizin uygulanması gerektiği görülmektedir. Buna göre kararlara karşı kanun yollarına başvurulamayacak ve düzeltme istenemeyecektir. Uyuşmazlık mahkemesinin görevli saydığı mahkeme göreve ilişkin kurallar da değişiklik olması durumu hariç yeniden görevsizlik kararı veremeyecektir.Uyuşmazlık Mahkemesinin kararlarına istianden dairemizce yapılan değerlendirmede, her ne kadar Uyuşmazlık Mahkemesin'ce verilen kararlar ilke kararı niteliğinde değilse de; mahkemenin çok sayıda dosyada aynı yönde karar verdiği dikkate alınarak adli yargının görevli olduğu sonucuna varılmıştır.Buna göre, dava dosyası ve Uyuşmazlık Mahkemesi'nin bir çok kararı birlikte irdelendiğinde; uyuşmazlığın çözümünde iş mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle usulden reddine kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.