Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26503 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20662 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Boğazlıyan 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/02/2015NUMARASI : 2009/106-2015/172DAVA : Davacı, ödenmeyen sendika aidat alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, asıl ve birleşen dava dilekçelerinde, müvekkili sendika ile davalı B.. B.. arasında toplu iş sözleşmeleri bağıtlandığını, anılan Belediye'de çalışan işçilerin ücretlerinden üyelik ve dayanışma aidatlarının kesilmesi talebini içeren yazının davalıya tebliğ edildiğini, ancak mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'na göre kesilmesi gereken üyelik ve dayanışma aidatlarının, toplu iş sözleşmesine göre belirlenmiş süre içerisinde davalı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmediğini ileri sürerek tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı asıl davaya karşı süresinde cevap vermemiş, birleşen davaya karşı verdiği cevap dilekçesinde ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı, taraflar temyiz etmi??tir.Gerekçe:Dava, maddi olay tarihinde yürürlükte bulunan 2821 sayılı Kanun'un 61. maddesi kapsamında, sendika üyelik ve dayanışma aidat alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.2821 sayılı Kanun'un 61. maddesinin birinci fıkrasına göre "İşyerinde uygulanan toplu iş sözleşmesini tarafı olan işçi sendikasının, toplu iş sözleşmesi yapılmamışsa veya sona ermişse yetki alan işçi sendikasının yazılı talebi ve aidatı kesilecek sendika üyesi işçilerin listesini vermesi üzerine, işveren sendika tüzüğü uyarınca üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını ve Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu gereğince sendikaya ödenmesi gerekli dayanışma aidatını, işçilere yapacağı ücret ödemesinden kesmeye ve kestiği aidatın nevini belirterek tutarını ilgili sendikaya göndermeye mecburdur." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise "Yukarıdaki fıkra gereğince sendika tüzüğüne uygun olarak kesilmesi istenen aidatı kesmeyen işveren ilgili sendikaya karşı kesmediği veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili kuruluşa göndermediği miktar tutarınca genel hükümlere göre sorumlu olduktan başka aidatı sendikaya verinceye kadar bankalarca işletme kredilerini uygulanan en yüksek faizi ödemek zorundadır" hükmü yer almaktadır.Buna göre, 2821 sayılı Kanun'un 61/1. maddesine göre bir işyerinde veya işletmede toplu iş sözleşmesi yapmak için 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca yetki belgesi alan işçi sendikası, yetki belgesine konu işyeri veya işletmede çalışan üyesi işçilerin listesini ve sendika tüzüğüne göre üyelerin sendikaya ödemeyi kabul ettikleri üyelik aidatını işverene bildirmesi ve bu listeye göre üyelik aidatının kesilmesini ve sendikaya ödenmesini istemesi gerekir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun "Borçlunun temerrüdü" başlıklı 101. maddesinin birinci fıkrasına göre de "Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur." aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise "Borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş veya muhafaza edilen bir hakka istinaden iki taraftan birisi bunu usulen ihbarda bulunmak suretiyle tespit etmiş ise, mücerret bu günün hitamı ile borçlu mütemerrit olur."Toplu İş Sözleşmelerinde kesilen aidatın ne zaman sendikaya yatırılacağı hususu düzenlenmiş ise ayrıca ihtara gerek kalmadan bu tarihlerden itibaren faize karar verilmeli, düzenlenmemiş ise taraf sendikanın işvereni temerrüde düşürmesi gerekir. Dava tarihinden önce sendika tarafından işverenin temerrüde düşürülmesi söz konusu değil ise dava ve ıslah tarihi temerrüt tarihini oluşturmaktadır.Bu genel açıklamalar ışığında tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde;1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İnceleme konusu davada, mahkemece, asıl alacak miktarının 139.461,45 TL olarak belirlendiği, dava tarihinden önce 40.000,00 TL tutarında ödeme yapılması sebebiyle sadece bu tutarın mahsup edildiği bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.Öncelikle belirtmek gerekir ki, bilirkişi raporunda dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin işlemiş faiz alacağından mahsup edileceği belirtilerek bu doğrultuda hesap yapılmış ise de, işlemiş faiz talebine ilişkin davanın geri alındığı nazara alındığında, raporun bu yönü itibariyle hükme esas alınamayacağı açıktır. Bu cümleden olarak, mahkemece, somut olayda işlemiş faiz talebi bulunmadığı gözetilerek, davalı tarafından yapılan ödemelerin asıl alacaktan mahsup edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, bilirkişi raporunda, dava tarihinden sonra ödendiği belirtilen miktarın da dosya kapsamı ile örtüşmediği görülmektedir.Bu maddi ve hukuki olgular karşısında, mahkemece, davalı tarafından aidat alacaklarına ilişkin olarak yapılan ödeme tutarlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti, bu hususta taraf beyanlarının alınması, ödendiği belirlenen tutarların dava konusu alacaklara mahsuben yapılıp yapılmadığı ve bu suretle asıl alacak miktarının tespiti gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.