Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26467 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 24418 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedilmediğini, bu sebeple açılan işe iade davasının lehine sonuçlandığını, ancak işverenin işe başlatmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davacı ve davalı vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davalı temyizi yönünden;Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve temyize konu edilen miktar karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı kapsamında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427, 432. maddeleri uyarınca REDDİNE, nisbi temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,Davacı temyizi yönünden; 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında davacının fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususu tartışmalıdır.Somut olayda, her ne kadar mahkemece puantaj kayıtlarındaki fazla mesai, hafta tatili ve genel tatil çalışma sürelerinin tamamının ücret bordrolarında aynen tahakkuk ettirildiği gerekçesiyle davacının söz konusu talepleri reddedilmişse de, puantaj kayıtlarının imzasız olduğu, ücret bordrolarının ise bir kısmının imzalı olduğu ve birbirlerini aynen karşılamadığı göz önüne alındığında, imzalı ücret bordolarındaki tahakkuklar dışlanarak, geri kalan dönem için ise tanık beyanlarına göre yapılacak hesaplamaya göre söz konusu alacaklara hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.