Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26418 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 26360 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, davalıya ait işyerlerinde 18.02.2008 - 30.06.2011 tarihleri arasında operatör olarak çalıştığını, her gün 3 - 4 saat fazla mesai yaptığını ancak ücretlerinin ödenmediğini, ayrıca son yıla ait ikramiyesinin de ödenmediğini ileri sürerek fazla mesai ve ikramiye alacağının davalıdan tahsilini ödenmesini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11.12.2014 tarihli ve 2013/25503 esas, 2014/35263 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.Davacı tarafından verilen 21.06.2016 tarihli dilekçede, Dairemizin 04.05.2016 tarihli ve 2016/11260 esas 2016/13301 karar sayılı ilamıyla verilen onama kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek kararın ortadan kaldırılması talep olunmuştur.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarihli ve 1987/2-520 esas, 1988/89 sayılı kararında belirtildiği üzere Yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata sebebi olarak açıklanmıştır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar ve 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usulü kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.Dairemizce, ücret bordrolarındaki tahakkuk ettirilen fazla mesai ücretlerinin davacıya ödenip ödenmediği banka kayıtları ile karşılaştırılması, ödendiğinin tespiti halinde, ödeme yapılan ayların fazla mesai hesabı yapılan sürelerden dışlanması gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak bu süreler dışlanmış ve Dairemizce onama kararı verilmiş ise de, yeniden yapılan incelemede; yatırılan miktarların fazla mesai hesabından mahsubu gerektiği anlaşılmakla, davalının temyizi üzerine verilen Dairemizin 11.12.2014 tarihli ve 2013/25503 esas, 2014/35263 karar sayılı bozma ilamının ve bu doğrultuda bozma ilamına uyularak verilen mahkeme kararının davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 04.05.2016 tarihli ve 2016/11260 esas 2016/13301 karar sayılı ilamıyla verilen onama kararının maddi hataya dayandığı sonucuna varıldığından ortadan kaldırılmasına karar verildi, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerlerinde 18.02.2008 - 30.06.2011 tarihleri arasında operatör olarak çalıştığını, her gün 3 - 4 saat fazla mesai yaptığını ancak ücretlerinin ödenmediğini, ayrıca son yıla ait ikramiyesinin de ödenmediğini ileri sürerek fazla mesai ve ikramiye alacağının davalıdan tahsilini ödenmesini talep etmiştir.Davalı vekili, davacının fazla mesai yapması halinde ücretinin ödendiğini, bu ödemelerin imzalı ücret bordrolarında göründüğünü, işyerinde bir yıllık çalışmasını doldurmadığından ikramiyeye hak kazanamayacağını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının imzasını taşıyan ücret ödeme bordrolarında davacı adına fazla mesai tahakkuklarının yapıldığı ve davacı tarafından dosyaya sunulan müfettiş raporunda davacının haftalık onyedibuçuk saat fazla mesai yaptığının yazılı olduğu, bunun yanında dinlenen davacı ve davalı tanık ifadelerinden işyerinde ücret hesap pusulalarında gösterilenin üzerinde fazla mesai yapıldığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. ...-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Somut olayda, imzasız tahakkuklu bordroların bulunduğu aylar bakımından hesaplama yapılmalı, bulunan sonuçtan ödenen bordro tahakkukları mahsup edilerek sonuca gidilmelidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.