Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26250 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25739 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebep olmadan feshedildiğini belirterek kıdem-ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin devamsızlık nedeni ile haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin davalı tarfından devamsızlık nedeni ile feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, süresi içerisinde davacı tarafndan temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İş sözleşmesinin, işçinin devamsızlıkta bulunması nedeniyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde, işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu kurala bağlanmıştır.Somut olayda, davalı işyerinde güzellik uzmanı ve estetisyen olarak çalışan davacının doğum izni ve aldığı raporlar sonrasında 04.06.2013 tarihinde işe başlaması gerekirken anılan tarihte işyerine hiç gelmediği, 05.06.2013 tarihinde eşyalarını almak için geldiği ve içeriye hiç girmeden eşyalarının işyeri karşısındaki büfeye bırakılmasını istediği, 06.06.2013 tarihli ihtarname ile mazereti varsa bildirmesi istenmesine rağmen mazeret bildirilmediği belirtilerek devamsızlık sebebi ile iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği savunulmuştur. Davalı taraf ayrıca, davacının çalıştığı süre içerisinde işyeri çalışanları hakkında yaptığı dedikodu ve yalan beyanlarla çalışanların arasını açtığını ve bu durumun davacı doğum izninde iken işyeri çalışanlarının birbiri ile yaptığı görüşmeler sonucu ortaya çıktığını belirtmiştir. Davacı ise, doğum izni ve ardından aldığı sağlık raporlarının süresi bitince çalışmak amacı ile işyerine gittiğini ancak işyerine girişi engellenerek davalı tarafından haklı sebep olmadan iş sözleşmesinin feshedildiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davacının işe başlaması gereken tarihten itibaren mazeretsiz olarak devamsızlık yaptığı, iş sözleşmesinin davalı tarafından haklı sebeple feshedildiği gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine göre, davacının doğum izni sonrasında aldığı sağlık raporunda 04.06.2013 tarihinde çalışabileceği belirtilmiştir. Davacı tarafından aynı tarihte İş Kurumu'na verilen şikayet dilekçesinde, 04.06.2013 tarihinde çalışmak için işyerine gittiğini ancak işe gelmemesi ve bundan sonra avukat ve muhasebeci ile görüşmesi gerektiğinin bildirildiğini belirtmiştir. Davacı ayrıca, 05.06.2013 tarihinde noter aracılığı ile davalıya gönderdiği ihtarname ile 04.06.2013 tarihinde işe gitmesine rağmen kabul edilmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödenmesini talep etmiştir. Davalı tarafın savunmaları, davacı şahitlerinin anlatımları ve tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının doğum izni ve ardından aldığı sağlık raporları sonrasında, işe başlaması gereken 04.06.2013 tarihinde, çalışmak amacı ile işyerine gittiği, ancak çalışma arkadaşları ile daha önce yaşadığı sorunlar sebebi ile işe başlatılmadığı, ardından devamsızlık tutanakları tutularak sözleşmesinin feshedildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple davalı tarafından yapılan fesih için geçerli sebep bulunsa dahi fesih haklı nedene dayanmamaktadır. Kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.