Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26245 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 32012 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ DAVA : Davacı...karşı davalı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 09.06.2009 tarih 27253 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 02.06.2009 tarih ve 2009/27 karar numaralı iş kolu tespit kararının iptali ile yapılan işlerin İş Kolları Tüzüğünün 24 nolu "sağlık" iş koluna girdiğinin tespitine, davalı...karşı davacı ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 09.06.2009 tarihli 27253 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 02.06.2009 tarihli ve 2009/27 sayılı İş Kolu tespit kararının iptali ile asıl ve yardımcı işlerin İş Kolları Tüzüğü'nün 28. sıra numarasında yer alan "Genel İşler" İş Koluna girdiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, her iki davayı da kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı...karşı davalı, davalı...karşı davacı ile davlılar ... ... avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı ..., ... tarafından, davalı ....'ne ait merkez işyerinde yapılan işler ile hizmet alım sözleşmesi ile ...alt işveren işyerinde yapılan işlerin “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkolunda ve yine aynı şirket tarafından hizmet alım sözleşmesi ile toplam onyedi farklı işyerinde yapılan işlerin “Genel İşler” işkolunda bulunduğuna dair işkolu tespit kararı verildiğini, ancak belirtilen işyerlerinde yapılan işlerin İşkolları Tüzüğünün 24 sıra numarasında yer alan “Sağlık” işkolunda yer aldığını ileri sürerek, işkolu tespit kararının belirtilen işyerleri yönünden iptaline ve yapılan işlerin sağlık işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Asıl dava ile birleşen Aydın 2. İş Mahkemesinin 2009/193 esas, 2011/766 karar sayılı dosyasında ise davacı ...-İş Sendikası vekili, ... tarafından, davalı ....'ne ait merkez işyerinde yapılan işler ile hizmet alım sözleşmesi ile ...alt işveren işyerinde yapılan işlerin “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkolunda ve yine aynı şirket tarafından hizmet alım sözleşmesi ile toplam yedi farklı işyerinde yapılan işlerin “Sağlık” işkolunda bulunduğuna dair işkolu tespit kararı verildiğini, ancak belirtilen işyerlerinde yapılan işlerin İşkolları Tüzüğünün 17 sıra numarasında yer alan “Genel İşler” işkolunda yer aldığını ileri sürerek, işkolu tespit kararının belirtilen işyerleri yönünden iptaline ve yapılan işlerin genel işler işkoluna girdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Asıl dava yönünden ve birleşen dava yönünden davalılar, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı, asıl dava ve birleşen davanın davacıları ile davalılardan ... ile .... vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.Gerekçe:Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ... tarafından yapılan işkolu tespitine itiraza ilişkindir.İşkolu tespit tarihinde yürürlükte bulunan mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu’nun 4. maddesine göre “Bir işyerinin girdiği işkolunun tespiti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yapılır. ... tespit ile ilgili kararını Resmi Gazetede yayımlar. Kararın yayımını müteakip bu tespite karşı ilgililer iş davalarına bakmakla görevli mahalli mahkemede onbeş gün içinde dava açabilirler. Mahkeme iki ay içinde kararını verir. Kararın temyiz edilmesi halinde Yargıtay uyuşmazlığı iki ay içinde kesin olarak karara bağlar.”İşkolu kavramı sendikaların faaliyet alanlarını belirleyen temel bir öğedir. Birbirine benzer işler bir hukuki kalıp altında toplu iş hukukuna sunulmaktadır.İşkolu tespitinde birim olarak işyerinin esas alınacağı normatif düzenlemelerin tartışmasız bir sonucudur. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinin gerekçesinde, işyeri, teknik bir amaca, diğer bir deyişle mal ve hizmet üretimine yönelik ve değişik unsurlardan meydana gelen bir birim olarak belirtilmiştir. İşyerinin sınırlarının saptanmasında “işyerine bağlı yerler” ile “eklentiler” ve “araçların” bir birim kapsamında oldukları belirtildikten sonra özellikle bir işyerinin mal ve hizmet üretimi için ayrı bir alanı da kullanması halinde bunların tek işyeri mi yoksa birbirinden bağımsız işyerleri mi sayılacağı konusunda “amaçta birlik”, aynı teknik amaca bağlı olarak üretimde bulunma, nitelik yönünden bağlılık ile “yönetimde birlik”, aynı yönetim altında örgütlenmiş olma koşullarının aranacağı düzenlenmiştir.İşyerinin özelliğini veren temel öğe teknik amaçtır. Mal ve hizmetin kazanç amacıyla yahut başka bir amaçla üretilmesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla hizmet üretimi veya mal üretimi tek başına teknik bir amaç olabilir. Sonuç olarak işyeri, teknik bir amacı gerçekleştiren temelde örgütsel bir birlikteliktir. İşyeri sürelikli bir organizasyon içerisinde örgütlenmeyi gerektirir. Organizasyon, özünde maddi ve maddi olmayan öğelerin yanında emeğin varlığını da içinde barındırır. Aynı işverene ait iki üretim birimi aynı teknik amacı elde etmek için örgütlenmişse yahut bu yerlerde aynı teknik amacın farklı üretim amaçları gerçekleşiyorsa amaçta birlik sağlanmıştır. Farklı üretim birimlerinin tek bir işyeri sayılması için aynı arazi sınırları içinde bulunmaları gerekmemektedir. Fakat birimler arasındaki uzaklık işlerin tek elden yürütümünü engelleyecek boyutta olmamalı çünkü farklı birimler arasında amaçta birlik bulunsa dahi yönetimde birliğin sağlanmasının zorunluluğu tartışmasızdır.İşkolu tespit davalarında, her işverenin işyerinin bağımsız işyeri olarak kabul edilip, o işyerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle işkolu tespiti gerekir. Alt işverenin işkolu tespiti asıl işverenin yaptığı işe göre belirlenmez. Alt işverenin işkolu tespitinin, asıl işverenden ayrı olarak yapılması gerektiği gibi, alt işverene ait işyerinde yapılan işlerin, asıl işverene ait işyerinde yapılan işlere yardımcı iş olarak değerlendirilmesi de doğru olmaz. 6356 sayılı Kanun'un 4/2. maddesinde öngörülen, bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işlerin de, asıl işin dâhil olduğu işkolundan sayılacağı kuralı, bir işyeri sınırları ve organizasyonu içerisinde yürütülen işler için önem taşır. Yoksa birbirinden ayrı işyerlerinde farklı işkoluna giren işler yapılıyorsa asıl iş yardımcı iş kavramı geçerli olmaz. Alt işveren işçileri ise, alt işverene ait bağımsız işyeri çalışanları olduklarından, bağlı bulundukları işkolunun, asıl işverenden ayrı olarak belirlenmesi gerekir.Somut olayda, ... tarafından 09.06.2009 tarihli resmi gazetede yayımlanan tespite göre, ....'ne ait merkez işyerinde yapılan işler ile hizmet alım sözleşmesi ile ...alt işveren işyerinde yapılan işlerin “Ticaret, Büro, Eğitim ve Güzel Sanatlar” işkolunda bulunduğu, aynı şirket tarafından hizmet alım sözleşmesi ile toplam onyedi farklı işyerinde yapılan işlerin “Genel İşler” işkolunda bulunduğu ve yine aynı şirket tarafından hizmet alım sözleşmesi ile toplam yedi farklı işyerinde yapılan işlerin “Sağlık” işkolunda bulunduğuna dair işkolu tespit kararı verilmiştir.Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 14.04.2014 tarihli ilamıyla, mahkemenin yetkili olmadığı işyerleri yönünden davaların ayrılması ve bundan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece de bozma ilâmına uyulmuştur. Bununla birlikte bozma sonrasında sair yönlerden davanın reddine karar verilmesi isabetli ise de, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.Bu noktada, öncelikle somut uyuşmazlıkta mahkemece, işkolu tespit tarihinden sonra yürürlüğe giren “İşkolları Yönetmeliği”ne göre değerlendirme yapılmasının isabetli olup olmadığı belirlenmelidir.İnceleme konusu davada, dava konusu işkolu tespit kararı 09.06.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış, mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile “İşkolları Tüzüğü” nün yürürlükte bulunduğu tespit ve dava tarihinden sonra olmak üzere, 07.11.2012 tarihinde 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu yürürlüğe girmiştir. 6356 sayılı Kanun’un 4. maddesi ve ekli bir sayılı cetvel ile 28 olan işkolu sayısı 20’ye indirilmiş, madde doğrultusunda da 19.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren “İşkolları Yönetmeliği” ile ayrıntılı olarak yeni işkolları düzenlenmiştir.Anayasamızın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devleti olarak nitelendirilmiştir.Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir. Belirlilik ilkesi, hukuki güvenlikle bağlantılı olup gerçek ve tüzel kişiler, yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını bilmelidir. Gerçek ve tüzel kişiler ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.Diğer taraftan, medeni yargılama hukukunda, dava açılmasının en önemli sonuçlarından birisi de, asıl olarak her davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanması zorunluluğudur(KURU, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, s. 1674 vd.). Medeni yargılama hukukunda, usul hükümleri yönünden derhal uygulama ilkesi geçerli ise de, maddi hukuk normları yönünden anılan ilke geçerli değildir. Bu anlamda olmak üzere, işkolu tespit tarihinden sonra yürürlüğe giren 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile İşkolları Yönetmeliği maddi hukuka ilişkin düzenlemeler olduğundan, yürürlük tarihlerinden önceki uyuşmazlıklara uygulanamayacağı tartışmasızdır.Bu açıklamalar ışığında belirtmek gerekir ki, işkolu tespitine itiraz davaları, kamu düzenini ilgilendirmesi sebebiyle delil toplama yönünden “kendiliğinden araştırma” ilkesinin uygulandığı davalardan ise de, belirtilen ve başkaca bazı istisnalar dışında medeni yargılama hukuku ilke ve kurallarının tatbik edildiği davalardır. Bu itibarla, hukuk devleti ilkesi ile “belirlilik – hukuki öngörülebilirlik” ilkeleri karşısında, işkolu tespitine itiraz davalarının, işkolu tespit tarihindeki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanması da bir zarurettir.Bütün bu açıklamalar muvacehesinde, tarafların temyiz itirazları değerlendirildiğinde;1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İlk olarak, mahkemece, birleşen dosya davacısı Hizmet İş Sendikasının açtığı davada, Aydın Çocuk ve Gençlik Merkez Müdürlüğünde yapılan işin genel iş niteliğinde bulunduğunun tespitine ve aksi yöndeki işkolu tespitinin iptaline ilişkin kararın değerlendirilmesi gerekmektedir.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının işkolu tespitine göre, anılan işyerinde “yaşlı, özürlü, küçük ve bakıma muhtaç durumdaki kişilerin bakımının yapılması” sebebiyle işyerinin, İşkolları Tüzüğü’nün 24 sıra numaralı “Sağlık” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamı, müfettiş tespiti, hizmet alım sözleşmesi ile teknik şartnameye göre de, anılan işyerinde bakım konulu ihale kapsamında faaliyet yürütüldüğü, buna göre koruma altındaki çocukların temizlik, bakım, giyim, beslenme, refakat, banyo ve tuvalet işlerinin yapıldığı, bütün bu hususlar karşısında Bakanlık tespitinin isabetli olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece anılan işyeri yönünden de davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.3-İkinci olarak, mahkemece, asıl dosya davacısı Türkiye Sağlık İş Sendikasının açtığı davada, ...Yaşlı Bakım ve Rehberlik Müdürlüğünde yapılan işin “Sağlık ve Sosyal Hizmetler” işkoluna girdiğinin tespitine ve aksi yöndeki işkolu tespitinin iptaline ilişkin kararın değerlendirilmesi gerekmektedir.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının işkolu tespitine göre, yapılan işlerin niteliği itibariyle anılan işyerinin, İşkolları Tüzüğü’nün 28 sıra numaralı “Genel İşler” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Dosya kapsamı, müfettiş tespiti, hizmet alım sözleşmesi ile teknik şartnameye göre de, anılan işyerinde temizlik konulu ihale kapsamında faaliyet yürütüldüğü, alt işveren işçilerinin ağırlıklı olarak temizlik işini yaptığı, bütün bu hususlar karşısında Bakanlık tespitinin isabetli olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece anılan işyeri yönünden de davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.4-Üçüncü olarak, mahkemece, asıl dosya davacısı Türkiye Sağlık İş Sendikasının açtığı davada, Aydın merkezinde bulunan çocuk evlerinde yapılan işin “Sağlık ve Sosyal Hizmetler” işkoluna girdiğinin tespitine ve aksi yöndeki işkolu tespitinin iptaline ilişkin kararın değerlendirilmesi gerekmektedir.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının işkolu tespitine göre, yapılan işlerin niteliği itibariyle anılan işyerinin, İşkolları Tüzüğü’nün 24 sıra numaralı “Sağlık” işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Bu itibarla, esasen mahkemece de belirtilen işyeri yönünden işkolu tespiti ile aynı nitelikte karar verilmiştir. Bununla birlikte, dosya kapsamı, müfettiş tespiti, hizmet alım sözleşmesi ile teknik şartnameye göre de, anılan işyerinde bakım konulu ihale kapsamında faaliyet yürütüldüğü, buna göre koruma altındaki çocukların temizlik, bakım, giyim, beslenme, refakat, banyo ve tuvalet işlerinin yapıldığı, bütün bu hususlar karşısında Bakanlık tespitinin isabetli olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, mahkemece anılan işyeri yönünden de davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Belirtilen sebeplerle, mülga 2821 sayılı Kanun'un 4. maddesi uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM: Yukarıda belirtilen sebeplerle;1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2-Asıl ve birleşen davaların REDDİNE,3-Asıl dava yönünden, karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 31,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 15,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,80 TL karar ve ilam harcının davacı Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasından tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-Birleşen dava yönünden, karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 31,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 15,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,80 TL karar ve ilam harcının davacı ...-İş Sendikasından tahsili ile hazineye gelir kaydına,5-Asıl ve birleşen dava davacılarının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalılardan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yaptığı 20,00 TL ve Tuğrul Temizlik Ltd. Şti.'nin yaptığı 90,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,6-Asıl dava yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL ücreti vekâletin davacı Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasından tahsili ile davalılar ...., ..., Belediye-İş Sendikası, ...-İş Sendikasına verilmesine,7-Birleşen dava yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL ücreti vekâletin davacı ...-İş Sendikasından tahsili ile davalılar ...., ..., Belediye-İş Sendikası, ... ve Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına verilmesine,8-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 05.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.