Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26090 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 30431 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili işçinin, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, asgari geçim indirimi, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizin 21.10.2014 tarihli kararıyla bozulmuştur. Bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Bozmadan önceki hükümde, mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. Bozma ilamında, söz konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri gerekçesiyle, hukuki yarar yokluğundan usulden red kararı tesis edilmesi gerektiği açıklanmıştır. Mahkemece, bozmaya uyma kararı verilerek, devam edilen yargılama sonucunda, tazminat alacakları hakkındaki red hüküm sonucunun bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği gerekçesiyle, anılan talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Öncelikle şu husus belirtilmelidir ki, Yargıtay'ca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi hükmüne uygun olmalıdır. Diğer taraftan, davanın esastan reddi ile usulden reddinin hukuki sonuçları birbirinden farklıdır. Dolayısıyla, bozmadan önceki esastan redde ilişkin kararın, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden söz edilemez. Anılan sebeplerle, kıdem ve ihbar tazminatı talepleri bakımından hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddine dair hüküm sonucu tesis edilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm verilmesi hatalıdır.3-Mahkemece, karar gerekçesinde, hafta tatili ücreti talebinin yerinde olduğu açıklanmış, hüküm sonucunda ise hafta tatili ücreti talebinin reddine karar verilmiştir.Karar gerekçesinin hüküm sonucuna uygun olması gereklidir. Oysa ki, hafta tatili ücreti talebi bakımından, gerekçe ile hüküm sonucunun birbiriyle çeliştiği açıkça anlaşılmaktadır. Anılan sebeple, bu çelişkinin giderilmesi suretiyle, dosya kapsamına uygun olacak şekilde bir karar verilmelidir.Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.