Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2609 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 18183 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Alaca Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 17/06/2008NUMARASI: 2006/114-2008/171Davacı; davalı belediyede 1986 yılından beri çalıştığını, 3417 sayılı Kanun'a göre maaşından kesinti yapıldığını, 4853 sayılı Kanun ile çalışanların tasarrufu teşvik hesaplarının tasfiyesi ve bu hesaptan yapılacak ödemelere ilişkin düzenleme yapıldığını, kendi payından kesilen ana paranın nemaları ile devlet katkısının ve nemasının kendisine ödenmediğini ileri sürerek, 3417 sayılı Kanun uyarınca kesilen ve tarafına ödenmeyen kendi payından kesilen ana paranın nemaları ile devlet katkılarının nemaları ve kanuni faizlerinin tarafına ödenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı Alaca Belediye Başkanlığı temsilcisi; davanın İdare Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, kanun gereği ödenmeyen tasarrufu teşvik alacağından Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğunu, bu sebeple açılan davanın husumet yönünden de reddinin gerektiğini, davalı kurumun 1997 tarihine kadar olan borcu ödediğini, bu borcun hazineye devredildiğini, bu sebeple belediyenin bu borcun muhatabı olmaktan çıktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dahili davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; davalının ödenmeyen tasarrufu teşvik alacağını dahili davalıdan talep etmesinin yanlış olduğunu, davacının dava açmadan kuruma bir müracaatının olmadığını, bu sebeple kurumun davalı ile müteselsilen sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, zorunlu tasarruf kesintileri ve işveren katkı payının ödenmesi gereken dönemde davacı ile davalı belediye arasında hizmet sözleşmesi ilişkisi olduğu, 3417 sayılı Kanun'un 2. maddesinin“Bu kanun hükümleri çerçevesinde;işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan işçilerin aylık ve ücretlerinden (tasarruf kesintisi) yapılacağı ve bu tasarruflara devlet veyailgili işverenlerin katkısı sağlanacağına” ilişkin hükmü dikkate alındığında, bu kesinti ve katkı paylarının hizmet akdinin sonucu olduğu, bu sebeple hizmet sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan bu sorunun 5521 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince iş mahkemesince çözümlenmesi gerektiği, davacı işçi ile davalı belediyenin 4853 ve 3417 sayılı Kanun'un kapsamına giren kişiler olduğu, davalı işverenin ilgili mevzuat gereğince tasarruf kesintisi stopajını tam olarak yapmadığı, kendi payını da katarak dava konusu edilen dönemler itibariyle Ziraat Bankasına yatırmadığı, davacının davalıdan 4853 sayılı Kanun uyarınca toplam 1.534,96TL alacağı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile, tasarrufu teşvik alacağı ve nema alacağı olarak toplam (1.000,00TL) nın dava tarihi olan 25.05.2006 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalı Alaca Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine, dahili davalı Sosyal Güvenlik Kurumuna yönelik davanın reddine karar verilmiştir.Hüküm, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, tasarrufu teşvik kesintisi ve katkı paylarının 3417 ve 4853 sayılı Kanunlar gereğince ilgili banka hesabına yatırılmaması sebebiyle tasarrufu teşvik ve nema alacağının davalı Hazine Müsteşarlığından tahsiline karar verilmesi isteğine ilişkindir.Resmi Gazetenin 14/10/2011 gün ve 28084 mükerrer sayısında yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesinin 20/12/2010 tarih ve 156–328 sayılı kararında da belirtildiği üzere, tasarrufu teşvik kesintilerinin ilgililerin iradeleri dışında, idarenin kamu gücü kullanılarak yapılması, konunun kamu hukuku alanına ilişkin olması gözetildiğinde, tasarruf kesintisi, kurum katkısı ve nemaların tahsili istemiyle anılan idarelere karşı açılan davaların görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevlidir. Görev hususu dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınmalıdır. Bu durumda, yargı yolu sebebi ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulmuş olması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.