Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 25666 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 26429 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin ile ilave tediye ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, davacının ... Eğitim ve Kültür Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen belmek kurslarında usta eğitici olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin sonlandığını, kıdem tazminatı ve bir takım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı Savunmasının Özeti:Davalı vekili, davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine davacı tarafça temyizi sonucu Dairemizin 2014/210 esas, 2014/1317 sayılı kararı ile işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı kanuni süresi içinde davalı avukatı temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının aralıklı çalışmalarında, boşluk olan dönemlerin hizmet sürenin tespitinde nazara alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadırAralıklı çalışma bir işyerinde iş kolundaki faaliyeti yılın her dönemi yapılıyor, ancak bazı işçiler yılın belirli bir zamanında çalıştırılmakta iseler, bu işçilerin aralıklı çalıştıkları kabul edilmelidir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca halen yürürlüğü devam eden mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2. maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır. O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınmalıdır. Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir şarttır. İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz. Ancak, aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır. Zamanaşımı def'inin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa, önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz. Somut olayda, davacının son olarak Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen meslek edindirme kurslarında davalı belediyenin düzenlediği belmak kurslarında usta öğretici olarak çalışmış; davacının aralıklı çalışmalarının iş sözleşmesinin feshi ile sonlanmadığı anlaşılmıştır. Davacının davacının giriş çıkış tarihleri arasında, .... Kurumuna bildirilen prim gün sayısının dikkate alınarak hesaplanması yani tüm aralıklı çalışmalarına ait hizmetleri birleştirilerek alacakların buna göre belirlenmesi gerekirken, işçinin her yıl kesintisiz çalıştığının kabulü bu tarihler arasındaki sürenin tamamı dikkate alınarak alacaklarının hesaplanması hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.