Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25239 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22665 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Niğde 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/01/2014NUMARASI : 2013/588-2014/5Hüküm süresi içinde davacı ve davalı avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini emekliliği sebebiyle feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalılar vekili, davacının müvekkillerinden şirkete ait işyerinde bir süre çalıştığını, sebep bildirmeden işyerinden ayrılarak iş sözleşmesini feshettiğini, dava konusu alacak taleplerinde haksız olduğunu, diğer müvekkilleriyle davacı arasında ise herhangi bir iş ilişkisi olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalı şahıslar yönünden ise taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, taraflar vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kıdem tazminatı, yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacakları net tutarda hesaplanmış, dava bu rapor doğrultusunda net tutar üzerinden ıslah edilmiştir. Mahkemece bu yön gözetilmeden, bilirkişi raporunda hesaplanan net tutarların brüt ifadesiyle hüküm altına alınması hatalı olmuştur. Diğer taraftan, gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun mülga 77. maddesi, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 80. maddesi uygulaması açısından, yıllık izin ücreti prime esas kazançlar içerisinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yıllık izin ücreti alacağının net miktarının hesaplanmasında işçi payına düşen prim kesintilerinin nazara alınmaması hatalıdır. 3-Davalılar R.. G.. ve Z.. G.. haklarında açılan davanın reddedilmesine rağmen, davalı şahısların harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden diğer davalı şirketle birlikte sorumlu tutulmaları hatalıdır. Kendilerini vekille temsil ettiren davalılar R.. G.. ve Z.. G.. lehine, reddin aynı sebepten kaynaklandığı da nazara alınarak vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmemesi de bir diğer hatalı yöndür. 4-Kendisini vekille temsil ettiren davalı şirket lehine, davanın kısmen red durumuna göre vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır. 5-Kabule göre de, hüküm altına alınan alacak miktarı 27.270,58 TL olup, karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre, kendisini vekille ettiren davacı lehine, hüküm altına alınan miktarın yüzde onikisi oranında vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur. Yukarıda yazılı sebeplerden, hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.