Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25139 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16335 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 5. İş MahkemesiTARİHİ : 19/03/2013NUMARASI : 2010/354-2013/178Taraflar arasındaki, planlanmış gelir haftalık ve haftalık yardım alacağı ile hisse senedi ikramiyesi alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23.09.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat İ.. T.. ile karşı taraf adına Avukat S.. S.. geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin ellibeş yaşını dolduracağı 24.08.2006 tarihinde yararlanacağı IBM emeklilik planına göre müvekkiline ödenecek emekli aylığı hesabına esas alınacak aylık ücretinin müvekkilinin iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 28.01.2008 tarihindeki aylığına her yıl Devlet İstatistik Enstitüsünün Ankara ve İstanbul Ticaret Odasının İstanbul için düzenledikleri/düzenleyecekleri üç tüketici endeksi temel alınarak hayat pahalılığı oranında artış uygulanarak saptanacak aylık ücreti alacağının tesbitine ve bu konuda doğan ihtilafın menine, en az iki yıllık toplam planlanmış gelir tutarı 939.180,00 TL'den şimdilik 5.000,00 TL'sinin, 33.010,00 TL sağlık yardımından şimdilik 7.500,00 TL'sinin, müvekkilinin işten ayrıldığı 28.01.2008 tarihi itibariyle müktesep hakkı olan toplam 5225 hisse senedi sebebiyle talebi hakkı olan 222.282,00 Amerikan Dolarından şimdilik 5.000,00 Amerikan Doları alacağın temerrüt tarihi olan 16.04.2010 tarihinden başlayacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı taraflar temyiz etmiştir. Gerekçe: Anayasa’nın 141. maddesinde vurgulandığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de açıklandığı üzere, mahkeme kararları iddia, savunma ve tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, ihtilaflı konular hakkındaki delillerin tartışılması, ret ve üstün tutulma sebepleri, sabit görülen vakıaların neler olduğu ve bunlardan çıkan sonuçlar ile hukuki sebepler gösterilerek gerekçeli biçimde yazılmalıdır. Anılan kanuni düzenlemede yargıcın, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm delil toplaması, tartışması, bu delillerden hangilerine değer vermediğinin sebebi, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran yargıcın böyle bir yöntemi izlemesi halinde maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır.Somut olayda, hükme esas alınan ve hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, her bir alacak kalemi konusundaki hukuki değerlendirmeler mahkemenin takdirine bırakılmış, mahkemenin gerekçesinde de, bilirkişi raporuna atıf ile yetinilmiş olup, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyada bulunan deliller karar gerekçesinde tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmiştir.Ayrıca mahkemece, davalı vekilinin bilirkişi raporuna karşı itirazları konusunda bilirkişiden ek rapor alınmadan ve anılan itirazlar karar gerekçesinde karşılanmadan sonuca gidilmiş olması da isabetsizdir.Öte yandan, davacının bir kısım taleplerinin özel ve teknik bilgi gerektiren hisse senetleri ile ilgili bulunmasına rağmen, bu konuda uzman olmayan bilirkişiden rapor alınması da hatalıdır. Bu durumda, aralarında hisse senetleri konusunda uzman olan bilirkişinin de bulunduğu bilirkişi kurulundan rapor alınarak ve dosyada bulunan tüm bilgi ve belgeler ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya, davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.