MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, uğranılan zararıh tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davalının vakıf müdürü olarak çalıştığını, davalının kusurlu eylemleri neticesinde muhasebe işlemlerinde hatalar yapıldığını, bunun sonucunda müvekkilinin, ... Kurumuna, prim gecikme zammı, işsizlik sigortası gecikme zammı ve idari para cezası ödemek zorunda kaldığını, vakıf toplantısında ödenen rakamın davalıdan rücu edilmesine karar verildiğini, komisyon raporlarında davalının bu işlemleri zamanında ve eksiksiz yürütmesi gerektiğinin tespit edildiğini, davalının görev ve sorumluluğunu kusur ve ihmalle yerine getirmeyerek davacıyı zarara uğrattığını beyanla zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili, dava konusu tazmini talep edilen gecikme zammı ve cezalara ilişkin sorumluluğun davacı vakfın mütevelli heyetinde olduğunu, davalının üzerine düşen sorumluluğu zamanında ve noksansız yerine getirdiğini, sorunun dava dışı işçilerin ücretlerinin ... Kurumuna eksik veya fazla bildirilmesinden kaynaklandığını, daval??nın işini davacı vakfın mütevelli heyeti kararlarına göre yaptığını, kusuru olmadığını, davalı vakıf yönetiminin 6111 sayılı Kanundan faydalanmayarak vakfı zarara uğrattığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu dikkate alınarak davalı vakıf müdürünün, davacı vakıfta önceleri muhasip olarak çalıştığı daha sonra müdür olarak çalıştığı, davalının sıfatı ve taraflar arasında imzalanan iş sözleşmelerindeki düzenlemeler gereği, davalının sigorta prim ve vergi türlü işlemleri eksiksiz ve zamanında yerine getirme zorunluluğu bulunduğu ve davalının kusurlu fiilleri ile vakfı zarara uğrattığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir Karar davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Somut olayda davacı taraf, davalının kusurlu davranışları sebebiyle müvekkilinin ... Kurumuna, prim gecikme zammı, işsizlik sigortası gecikme zammı ve idari para cezası ödemek zorunda kaldığını, davalıın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 50. ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu 10. maddelerine göre vakfa verdiği zararlardan sorumlu olduğunu, davacının 01.01.2006 tarihli iş sözleşmesinde de söz konusu eylemlerden sorumluluğunun düzenlendiğini ileri sürmüş, davalı vakıf müdürü ise ... Kurumu tarafından ceza konusu yapılan vakıfta çalışanların ücretlerin kuruma eksik bildirilmesine ilişkin talimatın davacı vakfın mütevelli heyetince verildiğini, bu talimata göre herkesin ücretlerinin asgari ücret olarak bildirileceği, gerçek ücret ile asgari ücret arasındaki farkın ise sosyal yardım olarak gösterileceğinin belirtildiğini bu sebeple kendisinin herhangi bir kusuru olmadığını, ceza konusu tüm beyannamelerin vakıf başkanınca imzalandığını, vakfın tüm işlerinin mali müşavir muhasebeci tarafından yürütülmesi gerektiğini ancak bu uygulamaya 2009 Ekim ayında geçildiğini, yine mütevelli heyetince 6111 sayılı Kanundan zamanında başvuru yapılmadığından faydalanılamadığını bu nedenle sorumluluğun tamamen mütevelli heyetinde olduğunu savunmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davalının, davacı vakfı zarara uğrattığı, dava konusu gecikme zammı ve idari para cezalarından sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın savunmaları yeterince araştırılmadan ve dava aydınlatılmadan sonuca gidilmesi hatalı olup, davalı tarafın ileri sürdüğü, yapılan işlemlerin mütevelli heyet kararlarına göre yapıldığı, davaya konu gecikme zammı, idari para cezası ve sair işlemlere esas, davacı vakıfça düzenlenen belgelerde vakıf başkanının imzası olduğu savunması araştırılmalı, ilgili belgeler celp edilmeli, davalının savunmasının doğru olup olmadığı, savunma doğru ise vakıf başkanının da gerçekleşen zararda müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı konularında, uzman bir serbest muhasebeci bilirkişiden rapor alınmalı ve sonucuna göre yeni bir değerlendirme yapılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.