Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24598 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13989 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, idari para cezası alacacğının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, ...nün 21.11.2011 tarihli raporu ile davacı şirket ile alt işveren şirketler arasında imzalanan sözleşmenin muvazaalı olduğuna ilişkin iş müfettiş raporuna yaptıkları itirazın kabulü ile 4857 sayılı İş Kanunu 3. ve 98. madde kapsamında takdir edilen toplam 24.654,00 TL idari para cezasının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, ilgili işyerlerinde iş müfettişi tarafından muvazaalı işleme dayalı çalışmanın tespit edildiğini, alt işverenin yapıtğı işin yardımcı olmadığı, teknolojik uzmanlık gerektirmediği için asıl işveren ile yapılan sözleşmenin muvazaalı olduğu kanaatine varıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Temyiz:Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.Gerekçe:Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda İş Mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi ve 29.06.1960 gün 1960/13-15 sayılı YİBK.'da, İş Mahkemelerinin, işçi sayılan kimselerle (Kanunun değiştirilen 2. maddesinin C, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanun'a dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlıkların bu mahkemelerde çözümleneceği açıklanmıştır. 5521 sayılı Kanun uyarınca bir uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülebilmesi için işçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan bir hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir.Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde iki talepte bulunmaktadır. İlk talebi; davacı şirketin dava dışı şirketler ile arasında imzalanan sözleşmelerin muvazaalı olduğuna ilişkin iş müfettiş raporuna yapılan itirazın kabulü; ikincisi ise idare tarafından davacı şirkete verilen idari para cezasının kaldırılmasıdır. Davacının ilk isteği yönünden iş mahkemeleri görevli ise de 4904 sayılı Türkiye İş Kurumu Kanunu'nun 20/son maddesi idari para cezalarının genel esaslara göre tahsil edileceğini düzenlemiştir. İdari para cezasının kaldırılmasına ilişkin talebinin çözüm yeri yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alındığında İş Mahkemesi olmayıp, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 2. maddesi gereğince genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.06.2010 tarih ve 2010/9-314 esas, 2010/342 karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Mahkemece davacının talepleri tefrik edilerek idari para cezasının kaldırılması istemine ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde her iki talep yönünden davanın esasına girilerek karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.