Y A R G I T A Y İ L A M IMAHKEMESİ : İş MahkemesiDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı ve dahili davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili işçinin davalıya ait işyerinde kayden altişveren şirket işçisi olarak çalıştığını, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olduğunu, müvekkilinin K.. M.. işçisi sayılması gerektiğini, iş sözleşmesinin işverence geçerli veya haklı sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı K.. M.. vekili, davacının hizmet alım sözleşmelerinin tarafı olan yüklenici şirketlerin işçisi olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, yapılan hizmet alım sözleşmelerinin kanuna uygun olduğunu, muvazaalı olmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.Dahili davalı ..... Ltd. Şti. vekili, davacının davalı K.. M..nün işçisi olduğunu, iş sözleşmesinin feshinden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, davalı K.. M.. ile dahili davalı şirket arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu, iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı K.. M.. vekili ve dahili davalı ..... Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin altıncı fıkrasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi; “bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişki” olarak tanımlanmış; aynı maddenin yedinci fıkrasında “asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez” kuralına yer verilmiştir.Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka ilişki muvazaaya dayanmamalıdır. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir.6001 sayılı K.. M..nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 4. maddesi uyarınca, davalının yapacağı hizmetlerin başkasından satın alınması da mümkündür. Sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebilir. Bu durumda sadece 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 7. fıkrası ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesi çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabilir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, asıl işveren-alt işveren arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı veya muvazaaya dayanıp dayanmadığı yeterli derecede araştırılıp değerlendirilmemiştir. Davalı K.. M..'ne karşı daha önce muvazaa iddiasına dayalı olarak açılan davalar neticesinde verilen kararlarda, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayandığı kabul edilmiş ve karar temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiş ise de, her hizmet alım sözleşmesinin kendi dönemi ve şartlarında değerlendirmeye tabi tutulması gerektiğinden, önceki hizmet alım sözleşmelerinin kanuna uygun kurulmamış olması veya muvazaalı olması, sonrakilerin de aynı şekilde kanuna uygun kurulmadığını ya da muvazaaya dayandığını göstermez. Daha sonra yapılan sözleşmenin ayrıca kanuna uygunluk ve muvazaa yönünden değerlendirmeye tabi tutulması gerekir.Eldeki dava işe iade davası olup, uyuşmazlığa konu fesih tarihi itibariyle yürürlükteki hizmet alım sözleşmesini konu alan, kesinleşmiş bir yargı kararı dosya kapsamında bulunmamaktadır. Bu halde, kesinleşmiş karara konu olmadığı anlaşılan, fesih tarihi itibariyle yürürlükteki hizmet alım sözleşmesinin, davacının işyerinde yürüttüğü iş açısından, 6001 sayılı K.. M..nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığının belirlenmesi; ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığının değerlendirilmesi gereklidir. Anılan sebeplerle, dosya kapsamında bulunmayan fesih tarihi itibariyle yürürlükteki hizmet alım sözleşmesi, genel şartname, idari şartname, teknik (özel ve genel) şartnameler, makine, teçhizat ve ekipman listeleri ile sair sözleşme ekleri eksiksiz şekilde dosya içeriğine alınarak titizlikle incelenmelidir. Davacının iş yerinde yürüttüğü iş netleştirilmelidir. Eksikliklerin giderilmesinin ardından, fesih tarihi itibariyle yürürlükteki hizmet alım sözleşmesinin, davacının işyerinde yürüttüğü iş açısından, 6001 sayılı K.. M..nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 4. maddesi gözönünde bulundurularak kanuna uygun yapılıp yapılmadığı belirlenmeli, ayrıca muvazaaya dayalı olup olmadığı değerlendirilmeli ve neticeye göre bir sonuca gidilmelidir. Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ....... Ltd. Şti.'ye iadesine, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.