Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24340 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13924 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, aylık ücret, yıllık izin, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, .... tarafından bildirilen emsal ücret miktarı esas alınarak, davacının aylık ücretinin brüt 900,00 TL olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki emsal ücret araştırması yetersizdir. Diğer taraftan, ....'nın cevabi yazısında bildirilen 900,00 TL'nin net mi brüt mü olduğu hususunda bir açıklama yer almamaktadır. Anılan sebeplerle, emsal ücret araştırması genişletilmeli, işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği sorulmalı ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Neticeye göre, alacaklar yeniden değerlendirilmelidir.3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın altı günü 09:00-18:00 saatleri arasında, bir saat ara dinlenmeyle çalışarak haftalık dokuz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Haftanın altı günü 09:00-18:00 saatleri arasında, bir saat ara dinlenmeyle çalışıldığına yönelik kabul dosya kapsamına göre isabetli ise de, bu çalışma düzeninde haftalık fazla çalışma süresi üç saattir. Bu halde, davacının haftalık üç saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağı yeniden hesaplanmalıdır.4-Davalı vekilince, ekonomik kriz sebebiyle 2009 yılında işyerinde kısa çalışma yapıldığı savunularak, buna ilişkin .... İş Teftiş Kurulu Başkanlığınca düzenlenmiş 28.04.2009 tarihli tutanak dosyaya sunulmuştur. Davacı işçinin hizmet döküm cetvelinin incelenmesinden de, davalı işverence ....na 2009 yılının bir kısım aylarında kısa çalışma bildiriminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili, resmi kayıtların gerçeği yansıtmadığını, işyerinde kısa çalışma yapılmadığı iddia etmiştir. Bu halde, şahitlerin beyanlarına yeniden başvurularak, resmi kayıtlarda görünen kısa çalışmanın gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususundaki bilgileri sorulmalı ve dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek bu yöndeki uyuşmazlık çözümlenmelidir. Kısa çalışmanın gerçeği yansıttığı sonucuna ulaşılması halinde, kısa çalışma yapılan süreler, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı hesaplamalarında dışlanmalıdır.5-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları bakımından, ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının değerlendirilmesinde ıslah tarihinin baz alınarak hesaplama yapılması gerekirken, dava tarihinin baz alınması hatalı olmuştur. Anılan sebeple, ıslah tarihinden geriye doğru beş yıllık süre için hesaplama yapılmalı, dava dilekçesinde talep edilen tutarların ıslaha karşı zamanaşımı savunmasından etkilenmediği de gözönünde tutularak, ıslaha karşı zamanaşımı savunması yeniden değerlendirilmelidir.6-Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun mülga 77. maddesi, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 80. maddesi uygulaması açısından, yıllık izin ücreti prime esas kazançlar içerisinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yıllık izin ücreti alacağının net miktarının hesaplanmasında işçi payına düşen sigorta prim kesintilerinin nazara alınmaması hatalı olmuştur.7-Mahkemece, davacının aylık ücret alacağı talebinin reddine ilişkin karar gerekçesinde, 13.03.2008 tarihli iş müfettişi raporunda, işyerinde işçilerin geçmiş aylara ait ücret alacağının bulunmadığının tespit edilmesi şeklindeki gerekçeye de dayanılmış ise de iş müfettişi rapor ve tutanağı ekinde davacı imzalı bordro veya sair bir ödeme belgesi bulunmamaktadır. Davalı tarafça da ödemeye ilişkin itibar edilebilir bir belge sunulmamıştır. Bu halde, işverenin ödeme konusundaki ispat yükümlülüğünü iş müfettişi raporundaki soyut tespite dayanarak yerine getirdiği kabul edilemez. Diğer taraftan, dava dilekçesinde yer alan aylık 1.250,00 TL'nin elden ödendiğine yönelik beyanın ise bağlayıcı olduğu şüphesizdir. Bu halde, dava dilekçesinde aylık 1.250,00 TL elden ödeme yapıldığının beyan edilmesine ve mahkemece davacının aylık ücret miktarının 900,00 TL olduğunun kabul edilmesine göre, salt bu yön nazara alınarak aylık ücret alacağına yönelik talebin reddine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, iş müfettişi raporunda yer alan ödemeye ilişkin soyut tespite dayanılması hatalıdır. Yukarıda “2” numaralı bentte bahsi geçen bozma sebebi doğrultusunda yapılacak araştırma neticesine göre, aylık ücret alacağına yönelik talebin yeniden değerlendirilmesi gereklidir.Yukarıda yazılı sebeplerden, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.