MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Somut uyuşmazlıkta, mahkemece davacının aylık ücret miktarı net 1.100,00 TL kabul edilmiştir. Dosyaya sunulan iş müfettişi raporunun ekindeki belgelerin incelenmesinden, davacının .... iletişim merkezini telefonla aramak suretiyle işveren hakkında şikayette bulunduğu, iletişim merkezi tarafından telefon görüşmesine ilişkin başvuru formunun düzenlendiği, söz konusu formda davacının "...işyerinde fazla çalışma dahil 1.100,00 TL maaş alıyordum, ancak teftiş oldu işveren fazla mesai uygulamasını kaldırdı ve asgari ücret olarak ücret indirimi yaptı" şeklinde beyanda bulunduğunun yazılı olduğu görülmektedir. Söz konusu form, telefon görüşmesine ilişkin olduğundan, davacının imzası bulunmamaktadır. Mahkemece, aylık ücret miktarına yönelik uyuşmazlığın çözümünde, söz konusu belgenin değerlendirilmemesi hatalı olmuştur. Anılan sebeple, söz konusu belgeye karşı, hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacı asil dinlenilmeli, gerekirse iletişim merkezinden telefon görüşme kayıtları celp edilerek incelenmeli ve neticeye göre aylık ücret miktarına yönelik uyuşmazlık çözümlenmelidir. 3-Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğu da nazara alınarak birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davacının haftanın altı ./..günü 08:00-18:00 saatleri arasında bir saat ara dinlenmeyle çalıştığı ve bu suretle haftalık dokuz saat fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, haftalık onsekiz saat üzerinden fazla çalışma ücreti alacağının hesaplanması isabetsizdir. Anılan sebeple, davacının haftalık dokuz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağı yeniden hesaplanmalıdır.Diğer taraftan, yukarıdaki (2) numaralı bentte ayrıntısıyla anlatılan belgenin, fazla çalışma ücreti alacağında yapılan ödemeler bakımından değerlendirilmesi gerekirken, bu yönün nazara alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.Ayrıca, gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun mülga 77. maddesi, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 80. maddesi uygulaması açısından, fazla çalışma ücreti prime esas kazançlar içerisinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla çalışma ücreti alacağının net miktarının hesaplanmasında, işçi payına düşen prim kesintilerinin nazara alınmamış olması bir diğer hatalı yöndür. 4-Kabule göre de, karar tarihinde (18.07.2013) yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 12/2. maddesi uyarınca, reddedilen alacak miktarı nazara alınarak, davalı lehine 440,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 120,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeyle karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.