MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, fark ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı işçiyi temsilen .... İşçileri Sendikası vekili, sendika üyesi olan davacının davalı asıl işveren ... Bakanlığına bağlı hastanede alt işveren bünyesinde veri hazırlama elemanı olarak çalıştığını, davacıya ödenen aylık ücret miktarının rızası olmadan düşürüldüğünü ileri sürerek, fark ücret alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davacı işçinin ... iş kolunda kurulu bir sendikaya üye olamayacağından .... İşçileri Sendikasının işçi adına dava açma yetkisinin bulunmadığını, ayrıca ihale makamı olan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu taleplerin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının ... ve sosyal hizmetler iş kolunda kurulu bir sendikaya üye olup olamayacağı ve dolayısıyla sendikanın dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı konusundadır.6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 3. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde “...sendikalar kuruldukları işkolunda faaliyette bulunur.” şeklinde kurala yer verilmiş; 17. maddesinin dördüncü fıkrasında “Bir işyerinde yardımcı işlerde çalışan işçiler de, işyerinin girdiği işkolunda kurulu bir sendikaya üye olabilir.” hükmü düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 26. maddesinin ikinci fıkrasına göre de, sendikalar, yazılı başvuruları üzerine iş sözleşmesinden ve çalışma ilişkisinden doğan hakları ile sosyal güvenlik haklarında üyelerini ve mirasçılarını temsilen dava açmak ve bu sebeple açılmış davada davayı takip yetkisine sahiptir.Eldeki dava, 6356 sayılı Kanun'un 26. maddesinin ikinci fıkrasına dayanılarak, üyesi işçiyi temsilen .... İşçileri Sendikası tarafından açılmıştır. Davacı işçinin, uyuşmazlığa konu dönemde, davalı asıl işveren ... Bakanlığına bağlı hastanede, alt işveren işçisi olarak çalıştığı sabittir.Alt işveren işçisi, alt işverene ait işyerinin dahil olduğu iş kolunda kurulu bir sendikaya üye olabilir. Alt işverenin işyeri asıl işverenden bağımsız olduğundan, işkolu asıl işverenin yaptığı işe göre belirlenmez. Alt işverenin işkolu tespitinin, asıl işverenden ayrı olarak yapılması gereklidir. 6356 sayılı Kanun'un 4/2. maddesinde öngörülen “Bir işyerinde yürütülen asıl işe yardımcı işler de, asıl işin girdiği işkolundan sayılır.” şeklindeki kural, bir işyeri sınırları ve organizasyonu içerisinde yürütülen işler için önem taşır. Yoksa, birbirinden ayrı işyerlerinde farklı işkoluna giren işler yapılıyorsa, asıl iş yardımcı iş kavramı geçerli olmaz. Aynı Kanun'un 17/4. maddesindeki “Bir işyerinde yardımcı işlerde çalışan işçiler de, işyerinin girdiği işkolunda kurulu bir sendikaya üye olabilir.” hükmü açısından da aynı husus geçerlidir. Anılan sebeple, alt işverene ait işyerinde yapılan işlerin, asıl işverene ait işyerinde yapılan işlere yardımcı iş olarak değerlendirilmesi doğru değildir. Alt işveren işçileri, alt işverene ait bağımsız işyeri çalışanları olduklarından, bağlı bulundukları işkolunun, asıl işverenden ayrı olarak belirlenmesi gerekir.Somut olayda, asıl işveren-alt işveren ilişkisine konu hizmet alım sözleşmesi kapsamında alt işveren işçilerince yürütülen işler nazara alındığında, veri hazırlama elemanı olarak çalıştığı belirtilen davacının ... ve sosyal hizmetler iş kolunda kurulu bulunan .... İşçileri Sendikasına üye olması mümkün değildir. Dolayısıyla işçinin üyeliği geçersiz olup, sendikanın işçiyi temsilen dava açma yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece, bu yönün göz ardı edilerek, yargılamaya devam edilmesi hatalı olmuştur. Bu halde, davacı işçiye davasını bizzat veya vekili aracılığıyla takip etmesi için tebligat yapılmalı ve sonuca göre yargılamaya devam edilmelidir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.