MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalıya ait işyerinde mesul müdür olarak 27.10.2005 ile 25.02.2009 tarihleri arasında çalıştığını, ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek, kıdem tazminatı ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Taraflar arasında davacının ücret alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı İş Kanunu'nun 37. maddesine göre, işçiye ücretinin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur. Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.Mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin iş kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle verilen görevsizlik kararı, Dairemizin 11.02.2013 tarihli ilamıyla işin esasının incelenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş ve uyulan bozma sonrasında davanın kıdem tazminatı yönünden reddine, ücret alacağı yönünden ise kabulüne karar verilmiştir.Somut olayda, mahkemece, ücret alacaklarının ödendiğinin kanıtlanmadığının kabulü isabetli ise de, davacının çalışma süresinin 27.10.2005 ilâ 25.02.2009 olduğunun kabulü doğru olmamıştır. İki davacı tanığı da işyeri çalışanı olmadığı için, beyanları çalışma olgusuna esas alınamaz. Taraflar arasında 27.10.2005 tarihinde imzalanan sözleşmenin bir yıl süreli olduğu gözetildiğinde, mahkemece çalışma süresinin 27.10.2005 ilâ 27.10.2006 olduğu kabul edilerek ücret alacaklarının hüküm altına alınması gerekmektedir. Anılan hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.