MAHKEMESİ: Manisa 1. İş MahkemesiTARİHİ: 26/08/2010NUMARASI: 2009/819-2010/590Davacı vekili; iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğinden feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili; davacının ilk aşamada Young-Shing kesim makinesinde çalıştığı halde, üç vardiyalı dönemde Bobst-104 makinesinde iki vardiyalı dönemde tekrar Yong-Shing makinesinde çalışmış olduğunu, anılan makinede yapılacak iş kalmayınca davacının daha önce de çalıştığı Bobst - 104 makinesinde çalışmasının istendiğini, davacının görevi veren vardiya amirine görevi yapamayacağını ifade ederek karşı çıktığından davacıdan savunmasının istendiğini, davacının savunmasında verilen işi yapmamakta ısrar ve beyan etmesi karşısında iş akdinin haklı nedenle fesh edildiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davalı işveren vekillerinin uygun olmayan tarz ve nitelikte organizasyon yapmalarının neden olduğu mola saatinde çalışmayı kabul etmeyen davacıya yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı tespit edilip feshin haklı ve geçerli kabul edilemeyeceği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli veya haklı nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.4857 sayılı Kanun'un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.4857 sayılı Kanun'un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık, işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa İş Kanunu'nun 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.Somut olayda, işyerinde manuel makinede çalışan işçinin olay günü işe gelmemesi üzerine daha önce aynı makinede çalışmış olan davacıya o makinede çalışması istenmiş, çalıştırılması zorunlu olan söz konusu makinede davacı kabul edilebilir bir sebebe dayanmaksızın çalışmayarak iş akışının ve çalışma düzeninin bozulmasına neden olmuştur. Davacının fesih sebebi yapılan davranışı haklı sebep ağırlığında değilse de iş akışını bozması ve iş düzenini olumsuz etkilemesi nedeniyle geçerli sebep ağırlığındadır. Gerçekten zorunlu nedenle kendisinden çalışması talep edilen işçinin çalışmayı reddetmesi dürüstlük kuralına ve sadakat yükümlülüğüne de aykırılık teşkil eder.Bu durumda; fesih geçerli sebebe dayandığı dolayısıyla fesih işleminin geçerli olduğu gözetilmeden davanın reddi yerine yazılı gerekçeyle kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2-Davanın REDDİNE,3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 110 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 17.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.