MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle davacının işveren şirkete ait ... bulunan ... adlı işyerinde 02.02.2009 tarihinde işe başladığı ve aralıksız olarak 17.07.2014 tarihine kadar çalıştığını müvekkili ile davalı işveren arasında belirsiz süreli iş sözleşmesinin 17.07.2014 tarihinde herhangi bir geçerli hukuki sebep gösterilmeksizin feshedildiğini, bedelsiz ürün verilmesi şeklinde bünyesinde çalışan kişilere talimatının olduğu hususunun doğru olmadığını, feshin haksız olduğunu belirterek feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti:Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının amirlerine haber vermeyerek ve işyerinde astı bulunan bir diğer çalışanla gönül ilişkisi içine girdiği bu sebeple diğer çalışanların karşısında gönül ilişkisi olan personeli üstün tuttuğu, kayırdığı ve aksaklıklarına göz yumduğu ve böylece yönetim yükünü layıkı ile yerine getirmediği bu çalışan yüzünden ... isimli çalışanın üzerine yürüyerek sataştığı, hakaret ve tehdit ettiği, müdürüne karşı tehditkar tavırlar sergilediği, hakaret ettiği, mağaza içerisindeki iş ortamını yıpratıcı ve iş ahengini bozucu nitelikte davranışlar sergilediği bunlara ek olarak şirket kurllarına ve yetki sınırlarına aykırı olarak sevk ve idaresinde bulunan departmanda satılmakta olan beyaz eşya ve küçük ev aletleri şeklindeki ürünlerin yanlarında mağaza stoğunda bulunan hareketsiz stok niteliğindeki ürünlerin bedelsiz olarak verilmesine dair talimat vererek şirketi zarara uğrattığının tespit edilmesi üzerine iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, fesih nedeni olarak işçi tanık ... ile görüşüp ilişki yaşadığı ve bedelsiz ürün çıkışı yaptığının gösterildiği, tanık ...'nın iddia edilen olayları, davacı tarafından ayrıcalık uygulandığını kabul etmediği, bedelsizlik konusunun davacı ve davalı tanıklarınca 3 aylık stokların eritilmesinde standart bir uygulama olduğunun ortaya konduğu, davalının fesih sebebinin geçerli olduğunu ispat edemediğinden bahisle feshin geçersizliği ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.Temyiz:Karar süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.Gerekçe:Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (d) alt bendinde İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması ile (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin ahlakı ve iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır. Davacının iş sözleşmesinin feshi de 4857 sayılı Kanun'un 25/II maddesine dayandırılmıştır. Bilindiği üzere; iş ilişkisi karşılıklı güven esasına dayanan sürekli bir borç ilişkisi olup, bu güvenin sarsıldığı durumlarda, anılan tutumla karşılaşan taraftan böyle bir ilişkiyi sürdürmesini beklemek işin doğasına uygun düşmez. İşçinin sadakat borcu işverenin işi ve işyeri ile ilgili hukuken haklı menfaatlerini korumak, zarar verici ve risk altına sokabilecek davranışlardan kaçınmayı gerektirir.Somut olayda davalı işyerinde beyaz eşya takım lideri olarak çalışmakta olan davacının iş sözleşmesi 17.07.2014 tarihinde “şirket kurallarına aykırı olarak gönül ilişkiniz bulunan mağaza çalışanlarından tuğba şanlıyı sevk ve idarenizde olan beyaz eşya departmanında çalıştırdığınız bu durumun mağaza yönetimince öğrenilmesini takiben tarafınıza bu durumun sonlandırılmasına dair talimat verilmesi üzerine mağaza müdürnüze karşı tehditkar davranışlarda bulunarak şantaja varacak nitelikte taleplerde bulunduğunuz ve bu süreçte mağaza içerisindeki iş ortamını yıpratıcı ve iş ahengini bozucu nitelikte davranışlar sergilemekte olduğunuz bunlara ek olarak şirket kurallarına ve yetki sınırlarınıza aykırı olarak sevk ve idarenizde bulunan departmanda satılmakta olan beyaz eşya ve küçük ev aletleri şeklindeki ürünlerin yanlarında mağaza stoğunda bulunan hareketsiz stok (eski stok) niteliğindeki ürünlerin bedelsiz olarak verilmesine dair talimat verdiğiniz sistem verileri ve çalışan beyanları ile tespit edilmiştir, ilgili hususlara dair 15.07.201 tarihinde yazılı savunmanız istenmiş vermiş olduğunuz yazılı savunmadan açıklayıcı beyanlar vermediğiniz tespit edilmiştir, mağazanızın işveren vekili tarafından verilen aykırı hareket ederek çalışma ortamı ve huzurunu bozucu davranışlar sergilemiş olmanız ve de şirket prosedürlerine aykırı hareket ederek mağazaya ait olan ürünlerin bedelsiz olarak tüketicilere verilmesine dair talimat vermeniz sebebiyle iş akdiniz 25/II-d,e bentleri uyarınca haklı nedenle feshedilmiştir.” denilerek feshedilmiştir.Fesih bildiriminde ismi belirtilen ve davacı tanığı olarak dinlenen ...'nın da iş akdinin 19.07.2014 tarihinde feshedildiği, İş Mahkemesi'nin 2014/616 esas, 2015/20 karar sayılı kararı ile sunulan işyeri şahsi dosyasında bulunan tutanaklar ve dinlenen tanık beyanlarından, davacının çalıştığı bölümün şefi olan ... isimli şahısla gönül ilişkisi olduğunun ve bu durumun işin işleyişini olumsuz şekilde etkilediğinin tespit edildiği, ayrıca aynı yerde çalışan ... isimli işçinin üzerine yürüyerek hakaret ettiğinin tespit edildiği, bu haliyle davacının iş akdinin 4857 sayılı Kanun'un 25/II-d maddesinde düzenlenen "işverenin başka işçisine sataşması" eylemi nedeniyle davalı işverence haklı olarak feshedildiği, taraflar arasında karşılıklı güven ortamının zedelenmesi, davacının davalı işyerinde çalışmasının her iki taraf için isabetli olmaması da dikkate alındığında davacının işe iade hakkının bulunmadığı belirtilerek ...'nın açtığı işe iade davasının reddine karar verildiği, dairemizce 07.04.2015 tarih, 2015/9913 esas, 2015/12726 karar sayılı ilam ile onama kararı verildiği anlaşılmıştır. Söz konusu dosyada davalı tanığı olarak dinlenen Emrah Karataş beyanında özetle ...'nın beyaz eşya ve küçük ev aletleri bölümünde satış danışmanı olarak çalıştığını, önceden ... ile küçük ev aletleri bölümüne bakarken mağaza müdürünün rotasyonla foto bölümüne aldığını, olay günü ...'in ...'nın kendisiyle konuşacaklarının olduğunu söylediğini, bunun üzerine Tuğba ile dışarı çıktıklarını, kendisi hakkında sağda solda konuşup konuşmadığını sorduğunu, kendisinin de konuşmadığını söylediğini, bunun üzerine ağza alınmayacak küfürler etmeye başladığını, o sırada Mehmet'in ortamın gerildiğini görünce gelin ofiste konuşun dediğini, ofise geçtiklerinde ...'nın burada da aynı şekilde tehdit ve hakaretlerine devam edip kendisine kalem fırlattığını, bunu ...'a söylediğinde ...'in ...'yı koruyucu tavırlar içinde olup kendisini döveceğini söyleyip elini kaldırınca takım liderinin yanına gittiğini, ... ve ...'in de arkasından geldiğini, birlikte mağaza müdürünün yanına gittiklerinde kendisinin olayı anlattığını, ...'in de olayı anlattığı sırada ...'nin kendisini döveceğini düşünerek odadan ayrılması sonrasında ne konuşulduğunu duymadığını, sonrasında ... ile ...'nin işten çıkarıldığını belirtmiştir.Dosyada bulunan ve davalı işyerinde çalışanların gönderdikleri şikayet dilekçelerinde, davacı ... tarafından ek ürünlerin bedelsiz hediye olarak verildiği, asıl tutarın değil de ana ürün fiyatından akış yapıldığı ve davacının diğer çalışanların marjını sürekli geriye çektiğini belirtmişlerdir. Yine dinlenen davalı tanıkları beyanlarında özetle, davacının fesih tarihinden bir süre önce oldukça fazla ürün çıkışı yaptığı, bunun yanında müşterinin haberi olmadan bazı stoğu süresi dolan eşyaları hediye olarak verdiğinin tespit edildiği, müşterilerden gelen bir takım iadeler üzerine para iadesine girdiklerinde müşteriler eksik iade yapıldığını, kendilerinin bu ürünleri daha pahalıya aldıklarını söylediklerini, faturalar incelendiğinde ürün yanında bir ürünün daha bedelli olarak çıkış yapıldığını gördüklerini, diğer ürünün de iade edilmesi gerektiğini söylediklerini, müşterilerin diğer ürünün kendilerine hediye olarak verildiğini, ana ürünü faturadaki bedelle satın aldıklarını söyleyince inceleme başlattıklarını, bunun gibi 500 tane işlem gördüklerini, bu gibi satış işlemlerinin davacının şifresi ile yapıldığını belirtmişlerdir.Davalı şirketin dosyaya sunduğu yazıda, mağazada bulunan üç ayı geçmiş eskimekte olan ya da eski kabul edilen ya da arızalı ürünlerin benzer gruptaki bir ürünle birlikte stok eritilmesi adına çıkışlarının gerçekleştirilmesinin mağaza genel müdürünün onayı ile mümkün olduğu, çalışanın iradesini göstererek tek başına aksiyon alma yetkisi olmadığı belirtilmiştir.Buna göre davacının dosyaya yansıyan eylemleri 4857 sayılı Kanun'un 25/2-e maddesinde belirtilen doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlardandır. Bu eylemler haklı fesih sebebi oluşturacağından ve iş ilişkisinin devamının işverenden beklenemeyeceği, bu eylemlerin işyerinde iş düzeninin bozulmasına sebebiyet verdiği, taraflar arasındaki güvenin sarsıldığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun'un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 260,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.