Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21309 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12947 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesini emelilik sebebiyle feshettiğini beyanla yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı davacının alacak iddialarının yerinde olmadığını beyanla davânın reddini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Hüküm altına alınan yıllık ücretli izin alacağının ıslah dilekçesi ile artırılan kısımlarına uygulanması gereken faiz konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, davacı 27.09.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını bilirkişi raporuna göre artırmış fakat ıslah edilen kısımlara ilişkin olarak faiz talebinde bulunmamıştır. Islaha konu usul işlemi dava dilekçesi olup, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olduğu, bunun ayrıca ve özel olarak belirtilmesinin gerekmediği kabul edilmelidir. Dava konusu miktarın artırılması suretiyle davanın kısmen ıslahı ile ek dava bazı yönlerden benzerlik gösterse de, esas itibariyle farklı müesseseler olduklarından ıslahla ilgili sorunların yine ıslah müessesi çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Başka bir anlatımla kısmi ıslahla ortaya çıkan hukuki sorunların ek dava müessesi ile çözümlenmesi her zaman doğru olmaz. Bu bağlamda temerrüt dolayısıyla faizin başlangıcı ve zamanaşımına ilişkin sorunların çözümü yönünden kısmi ıslah ile ek dava paralellik göstermekte ise de, ek davada faize karar vermek için gereken talep şartı kısmi ıslahta aranmamalıdır. Başka bir anlatımla, dava dilekçesinde faiz istenmiş olması kaydıyla miktar artırmak suretiyle yapılan kısmi ıslahta ayrıca faiz istenmesi gerekmez. Hal böyle olunca, ıslah edilen alacak miktarları yönünden de ıslah tarihi itibariyle faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi yanlış olmuştur.3-4857 sayılı İş Kanunu'nun 36. maddesinde yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmayacağı düzenlendiği halde karara esas alınan bilirkişi raporunda söz konusu alacağın, davalı tarafından ibraz edilen yıllık izin belgelerine göre kullanıldığı kabul edilen yıllık izin günlerinin, ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günlerine isabet eden bölümlerinin yıllık izin süresinden sayılarak hesaplanması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alman temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.