Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21008 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15641 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalılar ... ve ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini talep etmişlerdir.Mahkemece, davalılar arasında asıl işverin -alt işveren ilişkisi bulunduğu, işçilik alacaklarından birlikte sorumluluklarının olduğu, davacının, davalı Kuruma ait iş yerinde, alt işverenlerin işçisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin ihale süresinin bitimi sebebiyle işverence geçersiz olarak feshedildiği, davalı alt işveren tarafından ihtarlı tebliğe rağmen bilgi ve belge ibraz edilmediği, dosyada fesih bildirimine rastlanmadığı, yeni ihale döneminde ihale alınamamasının fesih sebebi olamayacağı, fesih bildiriminin yazılı olarak yapılmaması ve fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde bildirilmemesi sebepleriyle feshin geçersiz olduğu gereçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, kanuni süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorunadır.4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosya içeriğinden, davacının, davalı Kuruma ait iş yerinde, davalı alt işverenin işçisi olarak, güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin çalıştığı projedeki ihale süresinin sona ermesi sebebiyle işverence feshedildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda, mahkemece, işverenin süresi içinde yazılı fesih bildirimi sunulmadığı sebebiyle feshin geçersizliğine karar verilmiş ise de, 27.04.2015 tarihli tutanaktan ve tebligat parçalarından, davalı şirketin süresi içinde işyeri dosyasını sunduğu, mahkemece bu dosya değerlendirilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davalı şirketin cevap dilekçesi ve ekleri değerlendirilerek, iş yerinde fesih tarihi itibariyle kaç işçi çalıştığı belirlendikten sonra, yazılı fesih bildirimi yapılmış olması ve feshin hizmet alım sözleşmesinin süresinin bitimi sebebiyle yapıldığı dikkate alındığında, davalı şirketin davacıyı istihdam edebileceği başka iş yeri olup olmadığıda belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı şirketin cevap dilekçesi ve ekleri dikkate alınmadan, savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.