MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı ve davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.Davalılar, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Davalı tarafından ibraz edilen ibranamede, davacı 01.06.1991 tarihinden 30.06.2002 tarihine kadar çalıştığı süre zarfında hak kazandığı ücret, fazla mesai ücreti, hafta, genel tatil ücretleri ile yıllık izin dahil olmak üzere tam ve noksansız bir şekilde tahsil ettiğini, kıdem ve ihbar tazminatı alacağının olmadığını beyan etmekte olup ibraname altındaki imzaya itiraz edilmiş değildir. Mahkemece, ibranamenin davacı tarafından imzalandığı, işveren veya vekilinin imzasının olmadığı, ibra sözleşmesinde tarih bulunmadığı, davalılar vekilinin cevap dilekçesinde iş sözleşmesinin tarafların anlaşmasıyla (ikale) yolu ile feshedildiğini savunduğu, bu savunmanın davalı işvereni bağladığı belirtilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 176. maddesinde tarafların her birinin aynı davada bir defa olmak şartı ile yapmış oldukları usuli işlemleri tahkikat aşaması tamamlanıncaya kadar kısmen veya tamamen ıslah edebilecekleri belirtilmiştir. Anılan kanunun maddesinin gerekçesinde de; davalının verdiği cevap dilekçesini ıslah ederek daha önce eksik bıraktığı savunmasını tamamlayabileceği gibi savunmasının dayandığı vakıaları da tümü ile değiştirebileceği açıklanmıştır . Dosya içeriğine göre, davalılar vekili cevap dilekçesindeki iş sözleşmesinin ikale ile sonlandırıldığı yönündeki savunmalarını 17.12.2012 tarihli dilekçesi ile ıslah ederek davacının iddialarına karşı ibraname savunmasında bulunmuştur. Dosya içinde bulunan ibranamede çalışma süresi ifade edilirken fesih tarihi olarak 30.06.2002 tarihi belirtilmiştir. İşten çıkış bildirgesinde de yine fesih tarihi 30.06.2002 tarihi olarak ifade edilmiştir. Yargıtay uygulamasında fesih ile aynı gün alınan ibranamelere (818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde) değer verilmektedir. Hal böyle olunca davalı tarafın ıslah ile savunmasını değiştirdiği ve ıslahtan sonra getirilen savunmanın ibraname ile çelişmediği ve ibranamenin tarih itibariyle değer taşıdığı gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatı isteklerinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.