Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20868 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16129 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA: Davacı ile davalı aralarındaki dava hakkında İstanbul Anadolu 15. İş Mahkemesinden verilen 11.06.2013 tarihli ve 2013/602 esas, 2013/382 sayılı kararı Dairenin 19.11.2013 tarihli ve 2013/29667 esas, 2013/25376 karar sayılı ilamıyla ONANMASINA karar verilmiştir.Davalı şirket ve belediye avukatınca, işçilerin ihale süresinin bitiminden sonra ihaleyi alan firmada çalışmaya devam ettikleri bu sebeple feshe bağlı kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacakları bulunmadığı,aynı nitelikteki dosyalarda verilen onama kararlarının 22. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda maddi hata kabul edilerek kararın bozulduğu , itiraza konu dosyaların maddi hataya dayalı olarak onandığı belirtilerek bu yönden kararın maddi hataya dayandığı gerekçesiyle ortadan kaldırılması istenilmiş, yapılan incelemede, mahkemece verilen hükmün gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan verildiği, bu hususun bozma sebebi yapılmamasının maddi hatadan kaynaklandığı anlaşıldığından Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen onama kararının ortadan kaldırılmasına karar verildi. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, iş sözleşmesinin hiçbir gerekçe gösterilmeden işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yol ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı ... vekili, davacı ile müvekkili arasında kurulmuş herhangi bir hizmet ilişkisi veya iş sözleşmesinin bulunmadığını, davacının, davalı idarenin işçisi olarak çalışmadığını, işverenin diğer davalı Kattenbeck Temizlik şirketi olduğunu, bu davalı şirketin ... yapılan temizlik hizmetleri alım ihalesini kazandığını, bu şekilde garajın temizlik hizmetlerini üstlendiğini, söz konusu işle ilgili olarak her türlü istihdam, kontrol ve çalışanların özlük hakları gibi konuların davalı şirketin sorumluluğunda olduğunu, dolayısıyla davalı kurumun ihale kurumu olduğunu, yeni ihaleyi kazanamayan davalı şirket ile aralarındaki hizmet ilişkisinin kendiliğinden sona erdiğini, davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı ... vekili, davalı ... tarafından açılan ihale sonunda ... temizlik işini aldığını, ihalenin son bulduğunu, daha sonra davalı ...'nin temizlik işi için yeniden ihale yaptığını, ihaleyi yeni bir şirketin aldığını, davacı ve diğer çalışanların iş ilişkilerinin davalı işverenlikle kesildiğini ve işçilerin tüm hak ve alacaklarıyla birlikte ihaleyi yeni alan şirkete devredildiğini, davacının ihaleyi alan şirkette aynı işi kesintisiz olarak devam ettirdiğini, işyeri devrinden dolayı devreden şirket ile devralan şirketin sorumluluğunun bulunduğunu, devreden şirket olarak devir tarihinden itibaren iki yıllık süreyle sorumluğunun olduğunu, en son sözleşmenin yenilenmesinden önce davacı ve diğer işçilerin tüm hak ve alacaklarının kendilerine ödendiğinin noter vasıtasıyla tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı davalılar temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu'nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun'un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.Değinilen Kanun'un 120. maddesi hükmüne göre, mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.4857 sayılı Kanun'un 6. maddesinde yazılı olan “hukukî işleme dayalı” ifadesi geniş şekilde değerlendirilmeli, yazılı, sözlü ve hatta zımnî bir anlaşmada yeterli görülmelidir.İşyeri devri fesih niteliğinde olmadığından, devir sebebiyle feshe bağlı hakların istenmesi mümkün olmaz. Aynı şekilde işyeri devri kural olarak işçiye haklı fesih imkânı vermez.Bu açıklamalar ışığında, iş hukukunda işyeri devrinin işçilik alacaklarına etkileri üzerinde ayrıca durulmalıdır. İşyeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin ikinci fıkrasında, devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için öngörülen iki yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı işyeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden son işveren sorumlu olup, devreden işverenin bu işçilik alacaklarından herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır.İşyerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun'un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumlu olacaktır. Somut olayda, davacının, temizlik işini ihale ile alan dava dışı şirkette çalışmaya ara vermeden devam ettiği sabittir. Dolayısıyla, davacının iş sözleşmesi ihaleyi alan yeni alt işveren nezdinde devam ettiğinden feshe bağlı işçilik alacakları olan kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağına hükmedilmesi hatalıdır. Diğer işçilik alacaklarında ise, devreden işverenin devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sorumlu olduğu hususu değerlendirilmeksizin hüküm tesisi de isabetsizdir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.