Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20822 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12352 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı ... avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili , davacının 27.03.2011 tarihine kadar çalıştığı davalı işyerinde işine son verildiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, haftanın altı günü fazla mesai ve bayram çalışmaları yaptığı halde ücretlerinin ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatından, yıllık izin ücretinden, fazla mesai ücretinden, ulusal bayram ve genel tatil, ücretlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti:Davalı ... vekili, öncelikle davanın hak düşürücü süre sebebi ile reddi gerektiğini, belirli süreli iş sözleşmesinin söz konusu olduğunu, ihbar sürelerine riayet edildiğini, ihbar tazminatı talebinin yersiz olduğunu, davacıya 1.274,00 TL kıdem tazminatı ödenmekle, alacağı kalmadığını, yıllık iznini kullanma imkanı kalmadan iş sözleşmesinin sonlandığını ve talebin haksız olduğunu, fazla mesai yapılan günün ertesinde fazla mesai kadar izin kullandırıldığını, beş yıllık zaman aşımı def'inde bulunduklarını beyanla açılan davanın reddini savunmuştur. Davalı ...vekili, taleplerin kısmi dava olarak açılmasına imkan bulunmadığından reddi gerektiğini, davacının alt işveren işçisi olduğunu, fazla mesai iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zaman aşımı def'inde bulunduklarını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davalı ... vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:Anayasa’nın 141. maddesinde vurgulandığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde de açıklandığı üzere, mahkeme kararları, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler gösterilerek gerekçeli biçimde yazılmalıdır.Öte yandan, mahkeme kararlarındaki gerekçelerin hüküm fıkralarına uygun olması gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.03.1963 tarihli ve 1963/4-99 esas, 1963/37 karar sayılı Kararı). Oysa, gerekçe ile hüküm fıkrasının aykırı olduğu, temyize konu kararın incelenmesinden açıkça anlaşılmaktadır. Gerçekten, mahkemece hüküm fıkrasında kıdem tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin kabulüne ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verildiği belirtilerek, fazla mesai talebinin reddedildiği, gerekçede ise ''hüküm fıkrasına yazılması sehven unutulmuş ise de talep olunun fazla mesaiye ilişkin olarak davacı tanıklarının dinlenmesi sonucu bilirkişi raporunda belirtilin miktar kadar alacağı olduğu,'' denilmek suretiyle fazla mesai alacağının kabulü gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda, gerekçe ile hüküm fıkrası arasındaki bu çelişkinin giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozma sebebidir. Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.