Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20760 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16485 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, prim ücreti, eşit davranma ilkesine aykırılık tazmiatı, ücret farkı ile manevi tazminat alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.06.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, manevi tazminat, eşit davranma ilkesine aykırılık tazminatı, 2011 yılı ilk üç ayına ilişkin prim alacağı ve fark ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı taraf, 2011 yılı ilk üç aylık prim dönemi için hak kazanılan prim alacağının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı, davacının 2011 yılı ilk üç aylık prim döneminde, istirahat raporlu olduğu süreler sebebiyle, prim alacağına hak kazanmadığı savunmuştur.Dosyaya sunulan, “...” başlıklı belgede, prim hak edişlerine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemenin 5. maddesinin “a” alt bendinde;“Bir satış döneminin tamamında çalışılmaması durumunda; AstraZeneca yönetimi tarafından belirlenen ve yıl başında duyurulan satış dönemi 4 aydan oluşuyorsa 3 tam ay, 3 aydan oluşuyorsa 2 tam ay satış hedefi almış olması ve fiilen ürün tanıtımı yapması durumunda ilgili satış dönemine ait prim hesaplanır.Doğum veya hastalık izninde ( AstraZeneca Türkiye İzin Yönetmeliği madde 4.5.) olan saha ekibi çalışanı, bir ay içerisinde 15 takvim gününden fazla çalışırsa, tam ay çalışmış gibi değerlendirilir.” hükmü yer almaktadır.Dosya kapsamı ve özellikle şirket içi yazışmalara ilişkin sunulan belgeler ile tanık anlatımları bir arada değerlendirildiğinde, davacının, 2011 yılı Ocak ayında tam ay çalıştığı, hastalık sebebiyle istirahat raporlu olmasına rağmen 2011 yılı Şubat ayında onbeş günden fazla çalıştığı sabittir. Davacının, 2011 yılı Şubat ayında onbeş günden fazla çalıştığı nazara alındığında, yukarıda bahsi geçen yazılı işyeri düzenlemesine göre, prim bakımından yapılacak değerlendirmede anılan ayda tam ay çalışmış gibi kabul edilmesi gereklidir. Bu takdirde, 2011 yılı ilk üç aylık dönem için prim ödemesine hak kazanılmıştır.Anılan sebeple, davacının 2011 yılı ilk üç aylık dönem için prim ödemesine hak kazandığı kabul edilerek, bilirkişi marifetiyle, işyeri kayıtları üzerinde inceleme yapılmasıyla, bahsi geçen dönem için davacının emsali konumunda bulunan işçilere yapılan prim ödemeleri de değerlendirilerek davacıya ödenmesi gerekli prim alacağı hesaplanmalıdır.3-2011 yılı ilk üç aylık dönem için prim alacağına hak kazanıldığı ve söz konusu prim alacağının işverence ödenmediği sabittir. Bu halde, davacının iş sözleşmesini feshi haklı sebebe dayanmakta olup, hak kazanılan kıdem tazminatı alacağının hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken, talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.4-Davacı, 2010 yılı performans değerlendirmesi neticesinde, not ortalamasının “3-beklenileni karşılar” olarak tespit edilmesi gerekirken, işveren yetkilisince yapılan matematik işlemi hatası sebebiyle sonucun “2-beklenilenin altında” olarak belirlendiğini, dolayısıyla 2010 yılı performans notu esas alınarak, 2011 yılında yapılması gereken ücret zammının işverence uygulanmadığını ileri sürmektedir. Dosya içeriğindeki, davalı işverence davacıya tebliğ edilen yazıda, davacının 2010 yılı için performans değerlendirilmesinin “beklenilen altında” olması sebebiyle, 2011 yılında ücret zammı uygulanmayacağının bildirildiği anlaşılmaktadır.Performans not ortalamasının hesaplanmasında matematik işlemi hatası yapıldığına yönelik iddia hakkında, mahkemece yapılan inceleme ve değerlendirme yetersizdir. Anılan sebeple, uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, işyeri kayıtları üzerinde inceleme yapılmasıyla, not ortalamasının belirlenmesinde uygulanan yöntem tespit edilmeli, iddia ve savunmayı karşılayacak şekilde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmelidir.Yukarıda yazılı sebeplerden, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.