Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20751 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14037 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davacının ihaleyi yeni alan şirkette çalışmaya devam ettiğini ve iş sözleşmesinin işverence feshedilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; davacı vekilinin dava dilekçesinde tüm talepler için 1.000,00 TL istediğini belirttiği halde talepleri açıklattırılmadan karar verilmesinin hatalı olduğu, ıslaha karşı zamanaşımı defiin dikkate alınması ve davalının, davacının tüm çalışma döneminden sorumlu olup olmadığını tespiti için araştırma ve inceleme yapılması gerektiği gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.Bozmaya uyan mahkemece, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeksizin, davalının davacının tüm çalışma döneminden sorumlu olduğu ve iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 119/1-ğ bendinde, dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun yer alması gerektiği ve ikinci fıkrasında bu hususun eksik olması halinde mahkemece davacıya bir haftalık kesin süre verileceği hususları düzenlenmiştir.Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.Somut olayda; davacı dava dilekçesinde altı kalemden oluşan alacak için toplamda 1.000,00 TL talepte bulunmuş, hangi kalem alacak için ne kadar talepte bulunduğunu açıklamamıştır. Mahkemece altı kalem alacaktan beşi hüküm altına alınmış ve her biri için 200,00'er TL talep edilmiş gibi hüküm kurulmuş, reddedilen alacak yönünden ise reddedilen alacak miktarı belirtilmemiştir. Mahkemenin davacı yerine geçerek sadece kabul edilen alacaklar yönünden talep sonucunu belirlemesi yerinde değildir. 6100 sayılı Kanun'un 119/2. maddesi gereğince davacıya taleplerini açıklaması için bir hafta kesin süre verilmeli ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Bozmaya uyulmasına rağmen bozma doğrultusunda işlem yapılmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.3-Davacının hüküm altına alınan fazla çalışma, genel tatil ve bayram tatili alacaklarının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.Davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesine karşı, davalı tarafından kanuni süresi içinde zamanaşımı definde bulunulmasına rağmen mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı defi değerlendirilmeden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Davalının ıslaha karşı zamanaşımı defi hususunda gerekirse bilirkişiden ek rapor aldırılmalı ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması ve bozmaya uyulmasına rağmen bozma doğrultusunda işlem yapılmaması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.4-Davacı işçinin fazla çalışma alacağının hesaplanması konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının sekiz saatlik çalışmasından yarım saat, on altı saatlik çalışmasından ise bir buçuk saat ara dinlenmesi düşüldüğü anlaşılmaktadır. Günde yedi buçuk saati aşan çalışmalardan bir saat ara dinlenmesi düşülmesi 4857 sayılı Kanun'un 68. maddesi gereğidir. Davacının günde on altı saat olan çalışmasından ise, çalışma şekli ve yapılan işin niteliğine göre iki saat ara dinlenmesinin düşülmesi dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Bu durumda, davacının günde sekiz saat olan çalışmasından bir saat ve onaltı saat olan çalışmasından iki saat ara dinlenmesi düşülerek fazla çalışma alacağı hesaplanmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.