MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, işyerinde 06.11.2012-28.08.2014 tarihleri arasında hizmet sözleşmesi ile çalıştığını, 28.08.2014 tarihinde davacının davalı şirketin itibarını sarsıcı, aradaki güven ilişkisini zedeleyici ahlak ve iyi niyet kuralları ile bağdaşmayan hareketleri nedeniyle gerekçe gösterilerek kıdem ve ihbar tazminatsız olarak iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, fesih konusunda davacı savunmasının alınmadığını beyan ederek işverence yapılan feshin geçersizliğine, işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Davalı ise,davacının 11.2012-28.08.2014 tarihleri arasında çalıştığını, davacıya yapılan yazılı ve sözlü uyarılara rağmen davacı görev tanımı dışına çıktığını, farklı bölgelerde bulunan işyerleri adına fatura kestiğini, bu konuda bir çok kere uyarılan davacının aynı usulsüz eylemlerini tekrar ettiğinden iş sözleşmesini haklı nedenlerle feshedildiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının işe iade talebine karar verilmiş ise de mahkemenin bu kararı dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Somut olayda davacıya atfedilen eylemler göz önüne alındığında, taraflar arasındaki güvenin sarsıldığı bu nedenle davalı işverenden iş ilişkisinin devamı objektif olarak beklenemeyeceği anlaşılmaktadır. Buna göre işverence yapılan fesih geçerli nedene dayandığından davacının işe iade talebinin reddi gerekir.İş ilişkisinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konusu ise, ileride açılması muhtemel alacak davasında tartışılabileceğinden, hükmün bozulmasına 4857 sayılı Kanun'un 20/3. maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm tesisine karar verilmiştir.Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,2-Davanın REDDİNE,3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 120,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 15.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.