Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1949 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27911 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi AVUKAT ... AVUKAT ... ...DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevaplarının Özeti:Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı sebeple dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.Somut olayda davalı işveren iş sözleşmesini haklı sebeple 10.06.2005 tarihinde işçinin devamsızlık yapması ve işverenin güvenini kötüye kullanması sebebiyle feshettiğini belirtmiş olup, mahkemece eylemli olarak ve haklı sebeple davacı işçinin asılsız isnatlar karşısında iş sözleşmesini feshettiği kabul edilerek kıdem tazminatı isteminin kabulüne karar verilmiştir. Dosyada dinlenen davacı tanıklarının feshe ilişkin görgüye dayalı beyanları yoktur. Dinlenen davalı tanıkları ise davacı işçinin eşinin yaptığı eylemle ilgili olarak yapılan disiplin soruşturmasında dinlendiğini, daha sonra işyerini terk ettiğini ve işe dönmesi yönündeki ısrarlara rağmen işe gelmediğini belirtmişlerdir. Davacıya iddia ettiği gibi asılsız isnat yapıldığı hususunda dosya kapsamında delil yoktur. Davacının eşi hakkında yapılan ./..disiplin soruşturması kapsamında sorulan sorulardan rahatsızlık duyarak işe gelmemesi davacı işçi yönünden haklı fesih oluşturmaz. Bu sebeple kıdem tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.3-Davacının hüküm altına alınan yıllık izin ücreti alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesi mümkün değildir.Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkar olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir. 4857 sayılı Kanundan daha önce yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı Kanun'da ücret alacaklarıyla ilgili olarak özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediği halde, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32/8. maddesinde, işçi ücretinin beş yıllık özel bir zamanaşımı süresine tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak bu Kanundan önce tazminat niteliğinde olmayan, ücret niteliği ağır basan işçilik alacakları, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 126/1. maddesi (6098 Sayılı ...147. maddesi) uyarınca beş yıllık zamanaşımına süresine tabidir. Mülga 818 sayılı Kanun'un 128. maddesinde zamanaşımının nasıl hesaplanacağı belirtilmiştir. Bu maddenin birinci fıkrası, zamanaşımının alacağın muaccel olduğu anda başlayacağı kuralını getirmiştir. Aynı yönde düzenleme 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 151. maddesinde yer almaktadır. Somut olayda, iş sözleşmesinin fesih tarihi 06.06.2005 tarihidir. Davacı davasını 12.04.2013 tarihinde ıslah ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağını artırmıştır. Bilindiği üzere yıllık izin alacağı iş sözleşmesinin sona erme tarihinde muaccel olur ve zamana aşımı süresi beş yıldır. Davacı tarafından yapılan ıslaha karşı davalı tarafça kanuni süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davalının zaman aşımı def'i dikkate alınarak ıslahla artırılan kısım için yıllık izin alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.