MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, ikinci kez emeklilik sebebine dayanarak kıdem tazminatının ödenmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:İş sözleşmesinin işçi tarafından yaşlılık aylığı tahsisi amacıyla feshedilip feshedilmediği ve buna göre kıdem hakkının doğup doğmadığı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış olması şarttır. Bundan başka işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Böylece işçinin yaşlılık, emeklilik, mamullük ve toptan ödeme yönlerinden bağlı bulunduğu mevzuata göre hak kazanıp kazanmadığı denetlenmiş olur. Öte yandan işçinin, sosyal güvenlik anlamında bu hakkı kazanmasının ardından, ilgili kurum ya da sandığa başvurmaksızın kıdem tazminatı talebiyle işyerinden ayrılması ve bu yolla hakkın kötüye kullanılmasının önüne geçilmiş olur. İşçi tarafından bağlı bulunduğu kurum ya da sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine dair yazının işverene bildirildiği anda işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümü doğar. Faiz başlangıcında da bu tarih esas alınmalıdır. 4447 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile mülga 1475 sayılı Kanun'un 14. maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve pirim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş şartı sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir. Ancak, işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene bildirmesi gerekir. Somut olayda davacı 28.09.2005 tarihinde emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshetmiş ve bu fesih sebebiyle kıdem tazminatını almıştır. 30.09.2005 tarihinde muhasebe daire başkanı olarak atanmış, emeklilik aylığı 01.10.2005 tarihinde kesilmiş, 09.09.2008 tarihli dilekçesi ile emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini ikinci kez fesh etmek istediğini davalı işverene bildirmiş, 03.10.2008 tarihi itibariyle işten ayrılmıştır. Emeklilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshi bir kere kullanılabileceği, davacının davalı işverene karşı ikinci kere emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini feshedemeyeceği, ikinci ayrılışının işçi yönünden istifa niteliğinde sayılması gerektiği halde mahkemece kıdem tazminatı isteğinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.