Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19305 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8926 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı işveren işyerinde gişe yetkilisi olarak çalıştığını ve çalışması boyunca yaptığı fazla çalışmaların karşılığının ödenmediğini ileri sürerek, fazla çalışma alacağını istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, fazla çalışmanın sözleşme gereği ücrete dahil olduğunu ve davacının bu aşan fazla çalışması bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz:Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. a) İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönündeki kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, ikiyüzyetmiş saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Mahkemece davacının iş sözleşmesi celp edilmeli, fazla çalışmanın ücrete dahil olduğuna dair hüküm bulunması halinde, yıllık ikiyüzyetmiş saat fazla çalışma süresi hesaplamalardan mahsup edilmelidir. Somut olayda; taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde kararlaştırıla ücretin içinde fazla çalışmaların da bulunduğu belirtildiğinden, yıllık ikiyüzyetmiş saatlik fazla çalışma yapılacak hesaplamadan mahsup edilmelidir. Sözleşme hükmü dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. b) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, varsayıma dayalı olarak davacının yıllık ikiyüzyetmiş saati aşan fazla çalışması bulunmadığı gerekçesi ile yılda ikiyüzyetmiş saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Varsayıma dayalı olarak yapılan hesaplamaya itibar edilmesi isabetsiz olup, tanık anlatımlarına göre varsa davacının kırkbeş saati aşan çalışmaları fazla çalışma olarak kabul edilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. c) İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir. Somut olayda, dosya içindeki bir kısım imzasız ücret bordrosunda fazla çalışma tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu dönemlere ilişkin tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve bordroda tahakkuk ettirilen miktarların ödendiğinin anlaşılması halinde, ödenen miktarlar hesaplanan fazla çalışma alacağından mahsup edilmelidir. Bu yön gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı vekilinin zamanaşımı def'in dikkate alınıp alınmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Somut olayda, davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde davaya karşı zamanaşımı def'inde bulunmuş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda zamanaşımı süresinin dava tarihinden geriye doğru beş yıl için hesaplanması gerekirken fesih tarihinden geriye doğru beş yıl için hesaplanması da hatalı olup ayrıca bozmayı gerektirmiştir. 4-Fazla çalışma hesaplamasına esas saat ücreti belirlenirken, davacının günlük ücretinin günlük fiili çalışma süresi olarak kabul edilen dokuza bölünmesi de isabetli olmamıştır. Saat ücreti belirlenirken günlük ücret yedi buçuk saate bölünmelidir. Kanuna aykırı şekilde düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.