Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19037 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13773 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli sebebe dayanılmaksızın feshedildiğini belirterek, feshin geçersizliğine, müvekkilinin işe iadesine ve diğer kanuni haklarının belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:4857 sayılı İş Kanunu'nun 25 II-ı. bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, başka eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde işverenin haklı fesih imkanının bulunduğu hususu düzenlenmiştir.İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması halinde işverenin haklı fesih imkanı olmadığı gibi, işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarı da bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının herhangi farkı bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Bu noktada zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net ücret olduğu noktasında 4857 sayılı Kanun'da herhangi bir açıklık olmasa da, bu durumda işçi lehine yorum ilkesi uyarınca bürüt ücretin esas alınması gerekir.Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır. Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir.Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar ve işçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş oluşunun da feshe hakkını olumsuz etkileyen bir yönü bulunmamaktadır.4857 sayılı Kanun'un 26. maddesi yönünden bir yıllık hak düşürücü süre zarara sebep olan olayın oluşumundan başlar. Ancak altı işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.Dosya içeriğinden, 23.10.2013 tarihinden beri davalı işyerinde medikal muhasebe sorumlusu olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin, 25.12.2014 tarihli fesih bildirimi ile görev tanımında “Medula faturalaması için hastaların birim bazlı epikriz, tetkik, tahlil..,vs sonuçlarının tamamlatılması ve faturalamaya uygun hale getirilmesi ve faturalar ile ilgili eksik, fazla veya yanlış girişler hakkında ilgili birimlerle görüşmek, eksikliğin giderilerek doğru faturanın kesilmesinin sağlanması" olarak belirtilen görevlerini ihmal ederek, işlemlerin faturalandırılması esnasında gerekli kontrolleri yapmadığı, eksiklikleri tamamlamadan Sosyal Güvenlik Kurumu'na fatura göndermek suretiyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından hastaneye yapılan ödemelerde kesinti yapılmasına sebebiyet verdiği ve hastaneyi zarara uğrattığı gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun'un 25/II-ı. maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, bilirkişi heyetinin raporuna itibarla, davalı hastanenin Kuruma teslim ettiği faturalardan kaynaklanan kesintilerin muhasebeden değil, muhasebeye verilen epikrizlerin SUT uygunsuzluğundan kaynaklandığı, epikrizlerin hekimler tarafından hazırlandığı, davacının ise bu epikrize göre faturalandırma yaptığını belirtilerek, davacının haklı yada geçerli fesih sebebi oluşturacak eylemi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.Somut olayda, davalı tarafından sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, somut, gerekçeleri ifade edilmiş ve ayrıntılı olarak raporun gerçeği yansıtmadığı ve feshin haklı olduğu ileri sürülerek itiraz edilmiş, ancak mahkemece itirazlar karşılanmadığı gibi, feshin haklı olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmemiştir. Bu itibarla, mahkemece, itiraz konusu yapılan hususlarda aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 23.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.