Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1897 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 30403 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, ... ilçesi .... iş yerinde 01.01.2005 tarihinde güvenlik görevlisi olarak işe başladığını, davalı işverence ihaleyi başka şirketin aldığı gerekçesi ile iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiği 28.02.2009 tarihine kadar aynı iş yerinde çalıştığını beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, müvekkil şirketin ....ı ....Yurdu Güvenlik işini ihale yolu ile .... aldığını, müvekkili şirkete bağlı olarak çalışan tüm işçiler gibi davacının da işe alınmasına işten çıkarılmasına asıl işveren Yüksek Öğrenim ve Kredi Yurtlar Kurumu idarecilerin karar verdiğini, 28.02.2009 tarihinde yapılan yeni ihalede işi üstlenen alt işverende, asıl işverenin izin vermemesi sebebiyle davacının işe başlayamadığını, iş sözleşmesinin bu sebeple sona erdirildiğini, davacının müvekkili şirket bünyesinde 01.01.2009 -28.02.2009 tarihleri arası çalıştığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna dayanılarak davacının 01.01.2009 -28.02.2009 tarihleri arası davalı işyerinde çalıştığı gerekçesi ile dava konusu kıdem ve yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin reddine, ihbar tazminatı alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir.Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık davacının hizmet süresinin tespiti konusunda toplanmaktadır. Alt işverenlerin değişmesi en yaygın biçimde, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması ve işçilerin yeni alt işveren nezdinde çalışmaya devam etmeleri şeklinde gerçekleşmektedir. Bu eylemli durumun iş yeri devri niteliğinde olup olmadığının tespiti ile hukukî sonuçlarının belirlenmesi önemlidir. Alt işverenlerin değişiminde olması gereken, süresi sona eren alt işverenin işyerinden ayrılması anında işçilerini de beraberinde başka işyerlerine götürmesi veya iş sözleşmelerinin sona erdirilmesidir. Bunun tersine alt işveren işçilerinin alt işverenin iş yerinden ayrılmasına rağmen yeni alt işveren yanında aynı şekilde çalışmayı sürdürmeleri halinde, alt işverenler arasında 4857 sayılı İş Kanunu'nun 6. maddesi ./.. anlamında bir iş yeri devrinin kabulü gerekir. Bu durumda yeni alt işverenin, devam eden hizmet sözleşmelerini de devraldığı aynı maddede hükme bağlanmıştır.Alt işverenlerin, aralarında herhangi bir hukukî işleme bağlı olmaksızın değişmesini iş yeri devri olarak kabul etmediğimiz taktirde, her bir alt işverenin kendi dönemiyle ilgili olarak işçilik haklarından sorumluğu söz konusu olacağından ve asıl işverenin sorumluluğu kanun gereği alt işverenin sorumluluğunu aşamayacağından hak kaybına sebep olabilecektir. Örneğin iş yerinde periyodik olarak onbir ay yirmidokuz gün sürelerle işçi çalıştıran alt işverenler yönünden hiçbir zaman kıdem tazminatı ile izin ücreti ödeme yükümlülüğü doğmayacak, buna rağmen asıl işverenin tüm süreye göre bu işçilik haklarından sorumluluğu gündeme gelecektir. Oysa asıl işverenin sorumluluğunun alt işveren veya işverenlerin sorumluluğunu aşması düşünülemez. Somut olayda davacı işçi dava dışı.... Öğrenci Yurdu iş yerinde dava dışı alt işveren şirketler ve son olarak davalı işveren nezdinde 01.01.2005-28.02.2009 tarihleri arası güvenlik görevlisi olarak çalıştığın ileri sürmüş, davalı işveren ise asıl işverenin dava dışı .... Başkanlığı olduğunu davacının dava dışı Kurumdan alınan hizmet alım ihalesi kapsamında 01.01.2009-28.02.2009 tarihleri arasında çalıştırıldığını savunmuş, mahkemece davacının 01.01.2009-28.02.2009 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek dava konusu alacaklar hakkında hüküm kurulmuştur.Dinlenen davacı ve davalı tanıkları, davacının, dava dışı... Başkanlığı....i Yurdu işyerinde 2005-2009 yılları arasında güvenlik görevlisi olarak çalıştığını beyan etmiştir.Davacının hizmet döküm cetveli ve işe giriş bildirgelerine göre 15.10.2005 tarihinde dava dışı ..... Şirketi'nin ....Yurdu işyerinde çalışmaya başladığı ve çalışmasının aralıklı olarak 31.12.2006 tarihine kadar sürdüğü, davacının daha sonrasında çalıştığı bildirilen iş yerlerinin kime ait olduğunun belirlenemediği anlaşılmaktadır.Hal böyle iken davacının hizmet döküm cetvelinde 2007-2009 yılları arasında çalıştığı bildirilen 1025314, 1025877, 1029018 sicil numaralı iş yerlerinin kime ait olduğu tespit edilmeli, yine dava dışı ....'ndan davacının çalıştığı .... Yurdu işyeri için 2007-2009 yılları arası hizmet alımı yapılan şirketler sorularak, davacının hizmeti bildirilen şirketlerin, dava dışı kurumun hizmet alımı yaptığı şirketler olduğunun tespit edilmesi halinde asıl işveren-alt işveren ilişkisi sebebiyle davacının çalıştığı dava dışı alt işverenler arasında iş yeri devri olduğu kabul edilerek son alt işveren davalı .....'nin dava konusu alacaklar yönünden tüm hizmet süresince sorumlu olduğu kabul edilerek sonuca gidilmeli aksi halde şimdiki gibi karar verilmedir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.