Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1866 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9098 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Ankara 16. İş MahkemesiTARİHİ: 13/07/2010NUMARASI: 2009/1112-2010/448Davacı vekili, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davacının iş akdinin feshinin geçerli nedene dayandığını, işletmesel karar gereğince mikrobiyoloji laboratuvarının kapatılarak dışarıdan hizmet alımına gidildiğinden davacının iş akdinin feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.Mahkemece, davacının çalıştığı hastanede mikrobiyoloji laboratuvar ve biyokimya laboratuvarının aynı yer olduğu, sadece cihazların ve çalışanların farklı olduğu, dolayısıyla işyerinde fiilen kapanan laboratuvar bulunmadığı, sadece davacının çalıştığı iş ile ilgili faaliyete son verildiği, davacının işten çıkarılmasından sonra da bir müddet mikrobiyoloji tahlillerinin yapılmaya devam edildiği, bir kısım tahlillerin başka laboratuvara gönderildiği, davacının iş akdinin feshinden önce işyerine davacının mesleğinden olan bir teknisyen alındığı, iş akdinin feshine son çare olarak başvurulduğunu davalı işverenin ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda, davalı şirketin mikrobiyoloji laboratuvarını kapatıp kapatmadığının kesin olarak tespiti, fesihten sonra işyerine yeni laborant alınıp alınmadığının SGK ve işverenden sorulması ve davalı şirketin dışarıdan satın aldığı laboratuvar hizmetlerinin alımına ilişkin varsa sözleşmenin getirtilerek 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 6. fıkrası gereğince asıl işveren-alt işveren ve muvazaa yönünden denetime tabi tutularak karar verilmesi gerekirken, bu yönler araştırılmaksızın davanın kabulü hatalı olup, bu nedenlerle hüküm bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 14.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.