MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait markette 08.11.2007 tarihinden 06.06.2010 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, davacının bir kısım alacakları yönünde Sivas İş Mahkemesinin 2010/335 esas sayılı dosyasında açtıkları davada bilirkişi incelemesi neticesinde 13.557,48 TL fazla mesai ücreti alacağının bulunduğunun hesaplandığını, bu davalarında fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, gerekçeli kararda müvekkili lehine taleple bağlı olarak sadece 350,00 TL fazla mesai ücretine hükmedildiğini, hüküm altına alınan 350,00 TL fazla mesai ücretinin mahsubu neticesinde 13.207,00 TL'lik daha fazla mesai ücreti alacağı bulunduğu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ödenmeyen 13.207,00 TL fazla mesai ücretinin alacağının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının fazlaya ilişkin hakların saklı tutmadığını, alacağın zaman aşımına uğradığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, her ne kadar ilk davada davacı taraf fazlaya ilişkin hakkını saklı bırakmasa da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun işbu dava derdestken yürürlüğe girdiği ve yürürlükteki davalara hemen uygulanması gerektiği 6100 sayılı Kanun'un 109/3. maddesine göre dava açılırken talep konusunun kalan kısmının açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılmasının mümkün olduğu, bu durumun talep konusunun geri kalan kısımından feragat edildiği anlamına gelmeyeceği, davacının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen mahkemenin 2010/335-2012/255 esas ve karar numaralı dosyasında dava dilekçesinde talep konusunun geriye kalan kısmından açıkça feragat etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:Somut olayda davacının 14.06.2010 tarihinde bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsili için Sivas İş Mahkemesinin 2010/335 esas sayılı dosyasında dava açtığı, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın dairemizin 07.11.2013 tarih ve 2012/27726-2013/23617 esas ve karar sayılı ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiği, söz konusu davada yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde her kadar 13.557,48 TL fazla mesai ücreti alacağının bulunduğu hesaplanmış ise de davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından mahkemece taleple bağlı kalınarak sadece dava dilekçesinde talep edilen 350,00 TL fazla mesai ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.Davacı, işbu davada ise kesinleşen ilk davada bilirkişi raporu ile hesaplanan ve ilk davadaki talebinden fazla olan fazla mesai ücreti alacağını talep etmiştir. Davacı ilk davadaki dava dilekçesinde talep konusu alacaklardan fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığı gibi, davayı da kısmi dava olarak açmamıştır. Davacı dava konusu yapmadığı ve saklı tutmadığı kısımlardan zımnen vazgeçmiş ve isteklerini miktarla sınırlandırmış sayılır. Her ne kadar yerel mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 109. maddesi gerekçe gösterilerek dava açılırken talep konusunun kalan kısmının açıkça feragat edilmiş olması hali dışında kısmi dava açılmasının mümkün olduğu belirtilmiş ise de; ilk davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun hükümleri gözetilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir. Sonuç olarak davacının, isteyebileceği ücretleri ilk davadaki dava dilekçesiyle sınırlandırdığı ve fazlaya ait taleplerini saklı tutmadığı, ilk davadaki yargılamanın sonuçlanıp, temyiz incelemesinden geçerek onandığı, ilk davanın 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönemde açıldığı dikkate alındığında bu dönemde saklı tutulmayan hakkın sonradan ileri sürülmesinin mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ;Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.