MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, kıdem, fark ihbar tazminatı, fazla mesai, işe başlatmama tazminatı, fark iş güvencesi tazminatı ile icra takibine yapılan itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, boşta geçen süre ücreti alacağına yönelik icra takibi yaptıklarını, davalının borca itiraz ettiğini itirazının iptalini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Ayrıca ek dava ile iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın feshedildiğini, mahkemece işe iadesine karar verildiğini, kararın kesinleşmesi üzerine süresinde başvuru yapmasına rağmen işe başlatılmadığını belirterek kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, itirazın iptaline ve takibine devamına, icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile ek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Boşta geçen süreye ait ücret alacağıyla ilgili olarak yapılmış olan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında alacağın muaccel olup olmadığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez.4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.Somut olayda, kesinleşen işe iade kararı sonrası davacının işe başlatılma talebi 10.2.2012 tarihinde işverene tebliğ edilmiş olup bu talebin kabul edilmeyeceği işverence 23.2.2012 tarihinde eylemli açıklandığına göre iş sözleşmenin fesih tarihinin 23.02.2012 olduğu ve boşta geçen süreye ait ücret alacağının da bu tarihte muaccel hale geldiği kabul edilmelidir. Davacı tarafça boşta geçen süre ücret alacağı muaccel olmadan 10.2.2012 tarihinde icra takibine başlanmıştır. Belirtilen husus dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.