Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18445 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7674 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, maaş alacağı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı şirkete ait tavuk üretim çiftliğinde işçi olarak çalıştığını, iş sözleşmenin haklı sebep olmadan feshedildiğini beyanla, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:Taraflar arasında davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı Kanun'un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki istisnalar dışında kalan bütün iş yerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. İş Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde iş davalarına bakmak üzere bir asliye hukuk mahkemesi görevlendirilir. İş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesine açılan dava "iş mahkemesi sıfatıyla" açılmamış ise, mahkeme görevsizlik kararı veremez. Bu durumda asliye hukuk mahkemesi tarafından, verilecek bir ara kararı ile davaya "iş mahkemesi sıfatıyla" bakmaya devam olunur.Davanın, 4857 sayılı Kanun kapsamı dışında kalması halinde, mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir. Davanın esastan reddi usule aykırıdır.5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca, 4857 sayılı Kanun'a göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanun'a dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.4857 sayılı Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, elliden az işçi çalıştırılan (elli dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı iş yerlerinde veya işletmelerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz. İşçi tarım ve orman işlerinin yapıldığı bir iş yerinde çalışıyor ise bu işçi ile işveren ararındaki uyuşmazlığın iş mahkemesi yerine görevli hukuk mahkemesine çözümlenmesi gerekir. Ancak, tarım ve orman işlerinin yapıldığı iş yerinde elli dahil daha az işçi bulunmasına rağmen, iş yerinde sendika örgütlenmesi sonucu toplu iş sözleşmesi bağıtlanmış ise üye sendika üyesi işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlığın 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 66. maddesi uyarınca iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Bunun dışında 4857 sayılı Kanun'un 4. maddesinde tarım ve orman işlerinin yapıldığı iş yerlerinde çalışanların kanun kapsamına girmeyeceği açıklandıktan sonra aynı madde de ayrık durumlara yer verilmiştir.Buna göre;1-Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işlerde, 2-Tarım işlerinde yapılan yapı işlerinde,3-Halkın faydalanmasına açık park ve bahçelerde 4-Bir iş yerinin eklentisi durumundaki bahçe işlerinde, çalışanların, 4857 sayılı Kanun kapsamında olacakları belirtilmiştir. Sonuç olarak tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler 4857 sayılı Kanun'a tabidir.Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re'sen gözetilmesi gereken bir husustur.Dosya içeriğine davacının davalıya ait tavuk üretim çiftliğinde kümes bakıcısı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalı şirketin işletme ve işyeri bazında tavuk üretim, bakım ve yetiştirilmesi işinde çalışan toplam işçi sayısı dikkate alınarak iş yerinde elliden fazla işçinin çalışıp çalışmadığı hususu araştırılarak sonucuna göre görev hususunun değerlendirilmesi gerekirken mahkemece davanın esasına yönelik olarak davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.