MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde taraflar tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:İş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan davalı işveren tarafından feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı işveren temsilcisi, davacının iş sözleşmesinin haksız olarak fesih edilmediğini, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesi gerekçesi ile iş sözleşmesinin sona erdirildiğini, davacının kendisinin eski başkanının yakını olduğunu, bu sebepten ötürü kendilerinin almış olduğu her kararı tenkit ettiğini, kendisinin başkan seçildikten sonra davacıya çalışması gerektiğini söylediğini, ancak bu tarz eylemlerine devam etmesi nedeniyle yönetim kurulu ve başkan olarak kendisinin kararı ile davacının iş akdine son verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı Darende Esnaflar Odası Başkanlığı arasında 4857 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre belirsiz süreli iş sözleşmesi olduğu, davacının 01.09.2005-18.07.2014 yılları arasında davalı Darende Esnaflar Odası Başkanlığında çalıştığı 18.07.2014 tarihinde davalı oda başkanlığının haklı bir nedene dayanmaksızın davacının iş sözleşmesine son verdiği kanaatine varılarak, davacı işçinin davasının kabulüne, feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.Temyiz:Karar süresi içerisinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Gerekçe:1-Taraflar arasında davalı işyerinde fesih tarihi itibariyle otuz veya daha fazla işçi çalışıp çalışmadığı konusunda ihtilaf bulunmaktadır.4857 sayılı Kanun’un 18. maddesinin birinci fıkrasına göre iş güvencesi hükümlerinden yararlanmak için otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerinde çalışmak gerekir. Aynı maddenin dördüncü fıkrasına göre işverenin aynı işkolunda birden fazla -2- işyerinin bulunması halinde, işyerinde çalışan sayısı bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre belirlenir. İşçi sayısına ilişkin bu hüküm nispi emredici olduğundan, daha az işçi sayısını öngören sözleşme hükümleri geçerli kabul edilmektedir. Otuz işçi sayısının belirlenmesinde fesih bildiriminin işçiye ulaştığı tarih itibariyle belirli-belirsiz süreli, tam-kısmi süreli, daimi-mevsimlik sözleşmelerle çalışan tüm işçiler dikkate alınır. Somut olayda davacının 01.09.2005-18.07.2014 tarihleri arasında davalı ...'nda sekreter olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 4857 sayılı Kanun'un 25/II-e. maddesi uyarınca doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunma sebebiyle feshedildiği, davalının temyiz dilekçesinde odada sadece bir işçi çalışmakta olup bu kişinin de davacı olduğunu, odanın başka personelinin olmadığını, 30 işçi sayısı gerçekleşmediğinden davacının iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını belirttiği, dosya kapsamından davalı işyerinde otuz işçi sayısının bulunup bulunmadığı konusunda herhangi bir araştırmanın yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacının işe iade davası açabilmesi için işyerinde otuz veya daha fazla işçinin çalışması gerektiğinden, mahkemece öncelikle bu konuda araştırma yapılması, bu doğrultuda, Sosyal Güvenlik Kurumundan söz konusu işyerinde fesih tarihi itibariyle çalışan sayısının sorulması, ilgili esnaf ve sanatkarlar odasından başka işyerleri bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa buradaki işçi sayısının tespitinden sonra fesih tarihi itibariyle otuz işçinin bulunmadığının tespiti halinde davacı iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağından dava reddolunmalı otuz veya daha fazla sayıda işçi çalışması halinde işe iade davasının esasına girilerek ve fesih sebepleri konusunda yargılama yapılarak feshin geçerli olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmaya yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Öte yandan mahkemece davacının işe iadesine karar verilmiş olmasına rağmen işe başlatılmaması halinde ödenecek olan tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süreye ilişkin ücret ve diğer haklarının ödenmesine ilişkin hüküm kurulmamasıda doğru değildir.4857 sayılı Kanun'un geçersiz sebeple yapılan feshin sonuçları başlıklı 21. maddesinde “İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. Mahkeme veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler. Kararın kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenir. İşçi işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı, yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edilir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir. İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.” düzenlemesi mevcuttur. Söz konusu kanun maddesi uyarınca mahkemece feshin geçersizliğine karar verilecek olursa fesih sebebine, davacının kıdemine göre en az dört en çok sekiz aylık işe başlatmama tazminatı ile davacının çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının da ödeneceğinin hüküm atına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.