MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA : Davacı, cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; müvekkilinin davalı işverenin bankacılık okulunda eğitim gördüğünü, barınma, konaklama ve beslenme ihtiyacını kendi karşıladığını, 31.07.2006 tarihinde ise başka bir bankanın sınavını kazanarak istifa ettiğini, bu sırada işe girerken cezai şart olarak belirlenmiş olan 14.438,69TL'yi cebri icra takibi tehditi altında ödediğini, daha sonra bunun fahiş ve haksız olarak alındığını, cezai şartın eğitim gideri ile sınırlı olması gerektiğini, öğrenci maaşının da eğitim gideri sayılamayacağını belirterek cezai şart olarak ödenen paradan şimdilik 10.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili; bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, sözleşme gereğince cezai şartın hesaplanmasında eğitim süresinin dikkate alındığını, eğitim karşılığı olduğundan tek taraflı kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, cezai şartın geçerli olduğu kabul edildiğinde, davacının sözleşme gereğince geçerli olan ve fakat miktarı fahiş olarak belirlendiği iddiası ile yine sözleşmeye dayanarak açtığı davada mülga Borçlar Kanunu'nun 125. maddesine göre on yıllık zamanaşımı uygulanmakla, aksi kabul edilse dahi, sebepsiz zenginleşmede istirdat zamanaşımı ödeme ile değil yapılan ödemenin haksızlığın öğrenildiği tarihte başlar denilmekle işin esasına girilmiş ve davacının eğtim gideri harici kısım için borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. ./..Davalı tarafından ödeme anından itibaren bir yıllık sürenin geçtiği ve davacının talebinin zamanaşımına uğradığı def'i olarak ileri sürülürken davacı tarafından haksız bir ödeme varsa öncesinde öğrenildiğinin ve davacının talebinin zamanaşımına uğramadığının ifade edildiği görülmektedir.Davacı söz konusu bankacılık okulunda 28.03.2005-31.01.2006 tarihleri arasında eğitim görmüş ve 31.07.2006 tarihli belge ile istifa etmekle 07.08.2006 ve 09.08.2006 tarihinde tahahhütnamede belirtilen ödemeleri yapmıştır.Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinde, “Haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dava, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sakıt olur. Eğer mal iktisabı mutazarrır olan taraf aleyhinde bir borç teşkilinden ibaret ise mutazarrırın hakkı müruru zaman ile sakıt olmuş olsa bile, bu borcu ifa etmez.” denilmiştir.Hükümden de anlaşıldığı üzere, sebepsiz zenginleşme bakımından biri kısa diğeri uzun olmak üzere iki tip zamanaşımı öngörülmüştür. Kısa olan zamanaşımı süresi bir yıl iken uzun olan zamanaşımı süresi on yıldır. Bu zamanaşımı sürelerini birbirinden ayıran nokta ise işlemeye başladığı anlarının farklı olmasıdır. Kısa zamanaşımı süresi, geri alma hakkının öğrenildiği anda işlemeye başlarken uzun zamanaşımı süresi geri alma hakkının doğduğu anda işlemeye başlar.Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde her ne kadar zamanaşımı def'inde bulunan davalının, davacının geri alma hakkını cezai şartın ödenmesi anında öğrendiğini ve dolayısıyla davacının sebepsiz zenginleşme kaynaklı iade talebinin zamanaşımına uğradığını ispatlaması gerekmekteyse de davacının istifa ile ödeme yapması ve dava dilekçesinde broçlu olduğu kişilere borcunu öderken kredi işlemleri ile haksız ödemde bulunduğunu öğrenmesi iddiasının gerçeklik ile uyumlu olmayışı gözönüne alındığında dava tarihinden çok daha önce ve ödeme ile öğrenilmiş olan dava konusu hakkında zamanaşımı süresi dolmaktadır. Bu nedenle davanın reddine karar vermk gerekirken esasına girilerek inceleme yapılması hatalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.