MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, iş müfettişleri tarafından düzenlenen rapor ve tutanakların iptal edilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı vekili; davalı Bakanlığa bağlı müfettiş raporuna göre işyerinde istihdam edilen işçilere yıllık ücretli izin kullandırılmadığı belirtilmiş ise de işçilerin mevsimlik işçi olduğunu ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerinin kapalı olmasına rağmen bu günlere karşılık gelen günlerin bir iş karşılığı olmaksızın 2013 yılı kurban bayramı arifesi ve 28 Ekim günlerinde işçilerin tam gün çalıştığı, bu günlerde ödenmesi gereken yarım günlük tutarın ilgili günde çalışan işçilere ödenmediğinin tespitinin neye göre yapıldığının anlaşılamadığını iddia ederek iş müfettişleri tarafından düzenlenen rapor ve tutanakların iptal edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, üretim işçilerine yıllık izin kullandırılmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerine ücretlerin eksik ödendiği, işverenin bu noksan ve eksiklikleri gidereceğine ilişkin beyanda bulunmaması, yıllık ücretli izin ile ilgili tespitlere katılmadığını beyan etmesi üzerine teftişin sonlandığını, bir işyerinin mevsimlik olması o işte çalışan işçilerin tamamının mevsimlik olarak çalıştığı anlamına gelmeyeceğini iddia ederek, davanın reddini savunmuştur.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, yapılan iş mevsimlik iş kabul edilerek yıllık izinleri kullandırılmadığına dair müfettiş tespitlerinin iptali ve diğer tespitlerin iptali talebinin reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:4857 sayılı İş Kanunu’nun 91. maddesinin 2. fıkrasında, “30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 10. maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri ... Bölge Müdürlüklerince incelenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.Yine 4857 sayılı Kanun'un 92. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi ispatlanıncaya kadar geçerlidir. iş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanun'un 8. maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.” hükmü yer almıştır.Dosya içeriğine göre; davanın; Teftiş Kurulu Başkanlığı 29.04.2014 tarihli tuğla ve kremit fabrikalarında çalışma koşullarının iyileştirilmesi programlı teftiş sonucu düzenlenen dava iş yerinde işçilere yıllık izin kullandırılmadığı ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin eksik ödendiğine dair tespit içeren iş müfettişi raporuna itiraz niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır.Öncelikle 4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasına göre iş müfettişi raporunun işçi alacaklarına ilişkin kısmına karşı taraflarca dava açılabilecektir. İş müfettişi raporunun işçi alacaklarına ilişkin kısmı ise bireysel başvurulara karşı iş müfettişinin yaptığı tespitlere ilişkindir. Oysa somut olayda tuğla ve kremit fabrikalarında çalışma koşullarının iyileştirilmesi programlı teftiş sonucu düzenlenene raporun genel nitelik arz ettiği anlaşılmaktadır.Görüldüğü üzere; iş müfettişlerinin yaptığı bu genel tespitler , 4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “işçi alacağı” kapsamında değerlendirilemez.Diğer taraftan iş müfettişi raporunda yer alan sözkonusu tespitlerin ve raporun etki ile sonucunun ileride açılması muhtemel alacak davalarında değerlendirilmesi gerektiği de göz ardı edilmemelidir.Yukarıdaki açıklamalar ışığında; kanuni dayanağı olmayan davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, 20.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.