Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17943 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6671 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi AVUKAT ...DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, müvekkilinin davalının iş yerinde spikerlik yaptırılmak için işe başladığını, 23.05.2011 tarihine kadar çalıştığını, işe girişinin 22.02.2011 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiğini, 1.000,00 TL net aylık ücret verilmesi hususunda işverenle anlaşan davacının, işe girdiği tarihten itibaren ücretinin hiç ödenmediğini, bu sebeple iş sözleşmesinin haklı olarak feshettiğini, alacaklarının tahsili için Ankara 32. İcra Müdürlüğünün, 2011/7030 esas sayılı takip dosyası ile yapılan takibe itiraz edildiğinden, takibin durduğunu, beyan ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün 29.01.2014 tarihli yazısına göre davalı şirketin 23.01.2014 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silindiğinin tescil ve ilan edildiği anlaşılmaktadır. Tüzel kişiliğin son bulması ile artık eski tüzel kişinin taraf ehliyeti de son bulur. Bundan sonra, eski tüzel kişiye karşı veya onun adına dava açılamaz. Bu halde, ölü kişiye karşı veya ölü adına dava açılması hakkındaki usuli işlemlerin kıyasen uygulanması gerekir.Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, Anonim şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü mümkün değildir. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde, hataya dayalı bir hukuki işlemin düzeltilmesine imkan tanınması kaçınılmazdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın anonim şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nda tasfiye memurunun görev ve yetkileri, tasfiyenin nasıl yapılacağı, alacaklıların haklarının nasıl korunacakları açıklanmıştır. Ayrıca, tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmeyeceği hukuksal gerçeği de dikkate alınmalıdır. Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme imkanı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.