Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17919 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7671 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi AVUKAT ...DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, yıllık izin ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı ait iş yerinde 08.04.2006-11.03.2013 tarihleri arasında sevkiyat görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini işçilik alacaklarının eksik ödenmesi gerekçesiyle haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ve bir kısım işçilik alacağının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçi fazla mesai ücreti isteğinde bulunmuş, mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir. Dosyada fazla çalışmayı kanıtlayan yazılı bir delil bulunmamaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür ./..yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İş yerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.Somut olayda davacı, davalı ait iş yerinde sevkiyat görevlisi olarak 08.04.2006-11.03.2013 arasında, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai konusunda hesap yapılırken davacı ile menfaat birlikteliği olan ve varsayıma dayalı tanık anlatımları dikkate alınmıştır. Varsayıma dayalı tanık anlatımlarına itibar edilemez.Taraf tanıklarının ortak anlatımından davalı işyerinde davacı ile aynı görevi yapan başka bir işçinin de olduğu ve bunların vardiyalı çalıştığı anlaşılmaktadır. Ancak davacının vardiyalı çalışma düzeni ve vardiya saatleri kesin olarak tespit edilmemiştir. Ayrıca vardiya sonrası çalışmayı gerektirir nitelikte iş yoğunluğu olup olmadığı, bunun hangi sıklıkla ve zaman diliminde olduğu hususları açıklığa kavuşturulmamıştır. Belirtilen konularda taraf tanıkları yeniden dinlenerek etraflıca ve ayrıntılı beyanları alınıp dosyadaki tüm deliller ile birlikte değerlendirilerek fazla mesai alacağının olup olmadığı saptanmalıdır. Mahkemece yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.