Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1778 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 33845 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDAVA : Davacı, ... Belediyesi çalışanı iken herhangi bir toplu iş sözleşmesine bağlı olmadan dolayısıyla sendikalı olmadan çalıştıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacılar vekili, müvekkillerinin ... Belediyesinde çalışmakta iken 5747 sayılı yasa çerçevesinde ... Belediyesinin ... Belediye Başkanlığına bağlanması sonucunda 29.03.2009 yerel seçimleri itibariyle davalı belediye çalışanı olduklarını, müvekkillerinin ... Belediye Başkanlığında toplu iş sözleşmesi bulunmadığından sendikalı olmadıklarını, ... Belediye Başkanlığına naklen atandıklarını, atandıkları işverenlikte yürürlükte olan toplu iş sözleşmesine taraf sendikaya ilk kez üye olduklarını ve toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmak istediklerini, müvekkillerinin ücretlerinden ... Belediyesinde çalışmakta iken aylık sendika kesintisi yapıldığını fakat buna rağmen toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlandırılmadıklarını, müvekkillerinin ... Belediyesi çalışanı iken sendikalı olmamalarına rağmen toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre çalıştıklarının kabulünün ciddi hak kaybına neden olacağını ileri sürerek davacıların ... Belediyesi çalışanı iken herhangi bir toplu iş sözleşmesine bağlı olmadan dolayısıyla sendikalı olmadan çalıştıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı temyiz etmiştir. Gerekçe:Dava arkadaşlığı, zorunlu ve ihtiyari dava arkadaşlığı olmak üzere iki tür olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenmiş bulunmaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 59. maddesine göre, “Maddi hukuka göre, bir hakkın birden fazla kimse tarafından birlikte kullanılması veya birden fazla kimseye karşı birlikte ileri sürülmesi ve tamamı hakkında tek hüküm verilmesi gereken hâllerde, mecburi dava arkadaşlığı vardır. Yine aynı Kanun’un 57. maddesine göre, “Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun, elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması, ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri ya da davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması hallerinde ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olabilir. Birden fazla kimsenin dava arkadaşlığı koşulları bulunmaksızın birlikte dava açabilmeleri ya da kendilerine karşı dava açılabilmesi usul hükümlerine göre mümkün değildir.Belirtmek gerekir ki, davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olsa bile, işçilik alacaklarına ilişkin uyuşmazlıkların özelliği gereği bu tür davaların birlikte görülmesi doğru değildir. İddia ve savunmanın usule uygun şekilde araştırılması, delillerin tümüyle toplanıp ayrıntılı olarak değerlendirilmesi ve hukuki gerçekliğin tam olarak sağlanması ve ayrıca kararın, Yargıtay denetimine elverişli olabilmesi için dava dosyalarının ayrı ayrı görülüp sonuçlandırılmasında zorunluluk vardır.Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazları değerlendirildiğinde;1-Somut olayda, davacıların her biri işverenle aralarındaki farklı iş sözleşmelerine göre davalı nezdinde çalışmışlardır. Bu itibarla, dava arkadaşlığı koşulları bulunmamasına rağmen davacı işçilerin davalarının birlikte görülmesi hatalı olup, davaların tefrikine karar verilerek ayrı ayrı yapılacak yargılama sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.2-Tespit davası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir”. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ise “Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır”.Hukuki yarar, aynı zamanda 6100 sayılı Kanun'un 114/1-h. maddesine göre de dava şartıdır. Bu anlamda, açılacak bir tespit davası karşısında, öncelikle, hukuki yararın varlığının incelenmesi gerekir. Kabule göre de, somut olayda davacıların, davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmadığı anlaşıldığından, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bu yönü itibariyle de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.Sonuç:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.