MAHKEMESİ :İş Mahkemesi AVUKAT ...DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, davacının, davalıya ait işyerinde 20.11.2007-17.06.2010 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin işverence hamsız olarak feshedildiğini, tazminat ve alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve ücret alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı vekili, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, şirketi 88.516,54 TL zarara uğrattığını, takas-mahsup talep ettiklerini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının, davalıya ait işyerinde 20.11.2007-17.06.2010 tarihleri arasında çalıştığı, iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, ücret alacağı olduğu, davalının takas ve mahsup talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Kararı kanuni süresi içinde davalı temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-İş sözleşmesinin, işçinin işverene zarar vermesi sebebiyle ve haklı olarak işverence feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir.İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır.Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net olarak dikkate alınması gerektiği noktasında kanunda herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte, işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır.Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir. Ancak, ücretin garanti ücret üzerine yapılan işe göre ilave ücret veya satış pirimi olarak belirlendiği hallerde, gerçek ücretin bu ödemelerin toplamı olarak değerlendirilmesi yerinde olur.Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması fesih hakkını ortadan kaldırmaz.4857 sayılı Kanun'un 26. maddesi yönünden bir yıllık hak düşürücü süre, zarara sebep olan olayın oluşumu tarihinden itibaren başlar. Ancak altı işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından, bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.Somut olayda, davacının, iş sözleşmesinin işverence hiçbir sebep gösterilmeden haksız olarak feshedildiğini ileri sürdüğü, davalının, yazılı olarak belirtilen ıskonto oranlarına rağmen davacının ıskonto oranlarını tamamen kendisi belirleyerek şirketi toplam 88.516,54 TL zarara uğrattığı sebebiyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini iddia ettiği, mahkemece, işverence, davacı hakkında Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına nitelikli dolandırıcılık, özel evrakta tahrifat, zincirleme şekilde emniyeti suistimal suçlaması ile suç duyurusunda bulunulduğu, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığınca, "müşteki şirketin soyut iddiası dışında şüpheli hakkında kamu davası açmaya yeter derecede delil bulunmadığı gibi olayın müşteki şirket ile şüpheli arasında meydana gelen hukuki mahiyet taşıdığı anlaşıldığından" kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, 88.516,54 TL zarara ilişkin herhangi bir bilirkişisi incelemesi veya tesbit bulunmadığı, BÇM Eskişehir İl Müdürlüğü tarafından, iş sözleşmesinin iş kanununa uygun olarak yapılmadığının tesbit edildiği, işverence iskonto oranlarıyla ilgili olarak davacıya yazılı olarak verilmiş bir talimat bulunduğunun ispat edemediği sebepleriyle iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiği kabul edilmiş ise de, işverence, 2010/1538 esas sayılı dosyaya sunulan bir kısım e-posta yazılarında davacıya uygulanan iskonto oranları ile ilgili bilgiler verildiği ve davacınında bu iskonto oranlarını teyid ettiği görülmektedir. Davalı, delil listesinde işyeri kayıtları ile aynı mahkemenin 2010/1538 esas sayılı dosya içerisindeki delillere dayanmıştır. Bu durumda, davacıdan e-posta yazışmaları ile ilgili beyanı alınarak, e-postalarda ismi geçen işlemlerde uygulanan iskonto oranlarının e-posta içeriğine uygun yapılıp yapılmadığı, davacıya iskonto yapma yetkisi verilip verilmediği, verilmiş ise bunun oranının ne olduğu, iskonto konusunda işyeri uygulamasının nasıl olduğu, davacının işyeri uygulaması ve varsa iş tanımına uygun davranıp davranmadığı araştırılarak, olumsuz davranışının tesbiti halinde işyerinin zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise olayda davacının ve işverenin kusurları bulunup bulunmadığı tesbit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.