Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16810 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25759 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA : Davacı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı İsteminin Özeti:Davacı, davalı Belediyede, yirmidört saat çalışma ve kırkdört saat dinlenme esasına göre çalıştığını, bu dönemde yaptığı fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışmasının karşılığının ödenmediğini, sendika üyesi olduğunu, iş yerinde uygulanmakta olan toplu iş sözleşmesi hükümleri gereği fazla ödemelerin zamlı yapılması gerektiğini ileri sürerek, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı Cevabının Özeti:Davalı, davanın reddini talep etmiştir.Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Temyiz:Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.Gerekçe:1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı ve genel tatil alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.Fazla çalışma ve genel tatil çalışması yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışma ve genel tatil çalışmasının ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. ./..Ancak, fazla çalışma ve genel tatil çalışmasının bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Fazla çalışma ve genel tatil çalışmasın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İş yerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan şahitlerin anlatımlarına değer verilemez. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtayca son yıllarda indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil çalışmalarının takdiri delil niteliğindeki şahit anlatımları yerine, yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.Somut olayda, mahkemece, davacının yirmidört saat çalışıp kırksekiz saat dinlenme usulüne göre çalışması sebebi ile yirmidört saat çalışılan günler için Yargıtay uygulamalarına uygun olarak günde üç saat fazla çalışma hesaplanması ve genel tatillerin de 1/3'ünde çalıştığının kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacının, davalıya ait iş yerinde hangi tarihler arasında hangi bölümlerde çalıştığı dosya kapsamı ile denetlenememektedir. Ayrıca, davacının alacak hesabı yapılan çalıştığı tüm döneme ilişkin nöbet defteri dosyada bulunmamakla birlikte kayıt olmayan dönemde de aynı şekilde çalıştığının kabulü ile hesaplanan alacaklardan takdiri indirim yapılmaması da yerinde değildir. Öte yandan, davacının hesaplama yapılan dönem içinde izinli ve raporlu olduğu günler dikkate alınmamıştır.Mahkemece yapılacak iş, davacı iş yerinde çalıştığı sürenin belli bir dönemi için işçilik alacağı talebinde bulunduğuna göre, iş yerinin kamu işyeri olması kamu kurumlarında yapılan çalışmaların harcamaların ve gelir giderlerin kayıt ve belgeye bağlanmasının zorunlu olduğu, davalının cevap dilekçesinde iş yeri kayıtlarına dayanmış olması karşısında davalı Belediyeden davacının hangi tarihler arasında ve ne kadar süre ile hangi bölümlerde çalıştığı sorularak, işçilik alacağı talep edilen bölümdeki çalışma süresi tespit edildikten sonra, bu döneme ilişkin tüm nöbet defterleri getirtilerek, kayıt olan dönem için şimdiki gibi takdiri indirim yapılmadan, kayıt olmayan dönemler için ise dosya içeriğine uygun bir takdiri indirim yapılarak, izinli, raporlu olunan süreler herhalükarda hesaplama süresinden dışlanarak, sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Bu yönler gözetilmeden yanılgılı bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.