Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16605 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 1791 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Ankara 10. İş MahkemesiTARİHİ: 07/10/2011NUMARASI: 2010/436-2011/663Davacı vekili, davacı çalışmaktayken 30.04.2010 tarihinde işverenin müvekkilini çağırarak hazırlanmış istifa dilekçesini zorla ve baskıyla imzalatmak istediğini, davacının imzalamadığını, bu sebeple iş sözleşmesinin feshedildiğini feshin haksız ve geçersiz olduğunu belirterek müvekkilinin işe iadesine ve kanuni haklarına karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davalı işyerinde çalışan sayısının otuzun altında olduğunu ve davanın süresinde açılmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, fesih tarihi itibariyle davalı sendikanın işyerinde yirmidokuz çalışan olduğunu bildirdiği, SGK'dan gelen yazı cevabında ise fesih tarihi itibariyle kırkbir çalışan olduğunun bildirildiği, fesih tarihi itibariyle davalı iş yerinde çalışan sayısının yirmidokuz olduğu, bunun dışında 12 kişinin davalı sendikanın seçilmiş başkan ve yönetim kurulu üyeleri olduğu davalı ile aralarında işçi işveren ilişkisi bulunmadığı, fesih tarihi itibariyle davalı işyerinde çalışan sayısının 30'un altında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.4857 sayılı İş Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde otuz ve daha fazla işçi çalıştırılması gerekir.Davacı vekili temyiz dilekçesinde, şube sekreteri olarak bildirilen dört kişi ile Şube Yönetim Kurulu üyesi olarak bildirilen bir kişi çalışan işçi sayısına dahil edilmesi gerektiğini, bu kişilerin profesyonel yönetici olmadıklarını, Z. N., Y. Ç., C. K., E. T., C. G. ve B. A.'un profesyonel yönetici olup vekalet sözleşmesi ile çalıştıklarını, diğerlerinin ise amatör yönetici olduklarını, Yönetim Kurulu kararı ile belirlenen ücret karşılığında hizmet sözleşmesine dayanarak çalıştıklarını, H. E., Y. Ç., V. M. İ., N. T. ve H. K.'ın Yönetim Kurulu kararı ile belirlenen ücret ve diğer sosyal haklar karşılığında istihdam edildiklerini, Y. Ç.'in Denizli Şube Müteşebbis Heyeti Başkanı olarak belirtildiğini, ancak şube başkanı olmasına rağmen sebep Denizli değil de Ankara Sosyal Güvenlik Kurumu' na bağlı olduğunun açıklanamadığını, ayrıca ücretinin 1.431,77 TL olarak bildirildiğini, şube başkanının bu kadar düşük ücret alamayacağını, Y. Ç.' in Sosyal Güvenlik Kurumu dökümünün incelenmediğini, bu kişinin dört kişinin işine son verildiği nisan ayında bu göreve getirildiğini, bordroda Av. E. Ü.'in adının yer almadığını, kendisinin davalı sendikanın sözleşmeli avukatı olduğunu, aralarında hizmet sözleşmesi olduğunu, davalı sendikanın tüm işlerini üstlendiğini ve ders notu, seminer programı hazırlama gibi vekalet ilişkisini aşan görevleri olduğunu, hizmetlerinin karşılığında belli bir ücret aldığını, H. K.' ın iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte ve halen Bolu ... Cam Fabrikasında çalışmakta olduğunu, kendisin amatör sendikacı olduğunu ve çalışan sayısına dahil edilmesi gerektiğini belirtmiştir.Davacının itiraz ettiği ve profesyonel sendikacı olmadığını belirttiği kişiler yönünden herhangi bir araştırma yapılmadan ve gerekçede de bu hususlar tartışılmadan, salt davalı sendikanın gönderdiği cevabi yazıya istinaden işçi sayısının otuzdan az olduğu kanısıyla davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Somut olayda mahkemece yapılacak iş; öncelikle şube sekreteri olarak bildirilen dört kişinin profesyonel sendikacı olup olmadığını değerlendirmek, Y. Ç.'in Sosyal Güvenlik Kurumu döküm kaydını getirterek gerçekten şube başkanı olarak çalışıp çalışmadığını tespit etmek, H. K.'ın da Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet döküm cetvelini getirterek fesih tarihine başka bir işyerinde çalışıp çalışmadığını tespit ederek profesyonel sendikacı olup olmadığını değerlendirmek ve davalı avukatının da hizmet sözleşmesi ile mi vekalet sözleşmesi ile mi çalıştığını değerlendirerek işyerinde çalışan işçi sayısının otuzdan az veya fazla olduğuna karar vermektir. Bu araştırmalar yapıldıktan ve profesyonel sendikacı olup işçi sayısına dahil edilemeyecek kişi sayısı belirlendikten sonra, davalı tarafından bildirilen kırkiki işçi sayısından düşülmek suretiyle, fesih tarihinde işyerinde çalışan işçi sayısının otuzun altında olması halinde davanın reddine; otuzun üzerinde olması halinde fesih nedenleri konusunda yargılama yapılarak feshin geçerli olup olmadığı tespit edildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.